Eski Batı ve Güney Anadolu Toplumlarında Anemi Paleopatolojik Bir Yaklaşımla Genetik Çevresel ve Sosyal Etmenlerin Değerlendirilmesi


Üstündağ H. (Yürütücü)

Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2006 - 2010

  • Proje Türü: Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje
  • Başlama Tarihi: Kasım 2006
  • Bitiş Tarihi: Kasım 2010

Proje Özeti

Bu çalışmada bazı eski batı ve güney Anadolu toplulukları örneğinde aneminin genetik, çevresel ve kültürel bileşenleri, paleopatolojideki yeni yaklaşımların rehberliğinde ele alınmıştır. Araştırma kapsamında Bizans dönemine ait Kadıkalesi (Kuşadası, İzmir) (n:58), Daskyleon (Bandırma) (n:43), Smyrna Agorası (İzmir) (n:33), Alanya Kalesi (Alanya, Antalya) (n:27) ve Phokaia (Foça, İzmir) (n:25) iskelet topluluklarına ait toplam 186 iskelet incelenmiştir. Sonradan edinilen anemiler olan demir eksikliği anemisi ve megaloblastik aneminin; ayrıca sıtmaya karşı bir tür bağışıklık sağlayan genetik kökenli anemiler olan talasemi, orak hücreli anemi ve G6PD enzim eksikliğine bağlı aneminin incelediğimiz eski Anadolu topluluklarındaki etkisi belirlenmeye çalışılmıştır. Paleopatolojide, kafatası kemiklerinin dış kısmında ortaya çıkan gözenekli oluşumlar olarak tanımlayabileceğimiz porotic hyperostosis (PH) ve aynı şekilde göz çukurlarının tavan kısmında ortaya çıkan cribra orbitalia (CO) aneminin göstergesi olarak kabul edilmektedir. İncelediğimiz iskeletlerde PH ve CO frekansıyla birlikte, genetik kökenli anemilere özgü kemik değişimlerinin de olup olmadığı araştırılmıştır. İncelediğimiz topluluklarda PH ve CO frekansının genelde yüksek olduğu saptanmış, ancak genetik kökenli anemilere özgü kemik değişimlerine rastlanmamıştır. Söz konusu topluluklardaki yüksek PH ve CO frekansının nedenin beslenme, parazitler ve bağırsak enfeksiyonlarının sinerjik etkisiyle gelişen demir eksikliği anemisi ve/veya megaloblastik anemi olabileceği öne sürülmüştür.