Öztürk A. A., Kaya Tilki E. (Yürütücü), Engür Öztürk S.
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2024 - 2026
Akciğer kanseri, dünya genelinde en sık görülen ikinci kanser türü olup, kansere bağlı ölümlerin önde gelen sebeplerinden biridir. Ancak, bu hastalığın erken teşhisi zordur ve tedavi seçenekleri karmaşıktır, çünkü farklı moleküler alt tipler ve bireysel genetik farklılıklar patolojide önemli rol oynar. Modern tıpta anti- kanser ilaç kullanımı, tedavide kritik bir yer tutar. Ancak günümüzde kullanılan ilaç tedavisi, hastaların günlük olarak birkaç kez yüksek dozda ilaca maruz kalmalarını gerektirir, bu da ciddi yan etkilere neden olabilir. Tüm çabalara ve finansal yatırımlara rağmen, elde edilen anti-kanser tedavi sonuçları beklenen düzeyde değildir.
Polimer bazlı ilaç taşıyıcı sistemlerle yapılan araştırmalarda, yüksek anti-kanser aktivite gösterdikleri ve saf etken maddelere göre daha etkili oldukları yönünde pek çok bulgu daha önce bildirilmiştir. Bu sebeple, bu proje kapsamında anti-anjiyogenez özellikleri daha önceki projemizde belirlenmiş ve Food and Drug Administration (FDA) tarafından emetojenik kanser kemoterapisinde görülen bulantı ve kusmaların önlenmesi amacıyla onaylanan ve nörokinin-1 (NK-1) reseptör antagonisti olan aprepitant yüklü PLGA ve Eudragit RS 100 bazlı nanopartiküller hazırlanacak ve bu nanopartiküllerin akciğer kanserindeki anti- kanser aktiviteleri araştırılacaktır. Bu amaçla öncelikle A549 insan akciğer kanseri hücre hattında sitotoksisite çalışması yapılacak ve gerçek zamanlı hücre analiz sistemiyle anti-proliferatif etkiler araştırılacak ve yarı-maksimum inhibisyon konsantrasyonu (IC50) belirlenecektir. Sonrasında yeni geliştirilen aprepitant yüklü ilaç taşıyıcı sistemlerin anti-metastatik etkileri gerçek zamanlı hücre analiz cihazında migrasyon ve invazyon deneyleriyle aydınlatılacaktır. Etkili konsantrasyonların anti-metastatik etkileri, M2c makrofaja farklılaştırılmış insan monosit THP-1 hücreleri ve A549 hücreleriyle oluşturulan ko- kültür modelinde de gerçek zamanlı olarak araştırılacak ve elde edilen mRNA örneklerinde RT-PCR ilegerçekleştirilecek olan apoptoz ile ilişkili gen paneli çalışmasıyla, bu olası etkilere aracılık eden moleküler yolaklar aydınlatılacaktır.
Bu çalışma ile hem anti-emetik hem de anti-kanser etkilere sahip olduğu gösterilmiş olan aprepitantın yeni formülasyonu ile daha düşük dozda daha yüksek etki elde edilmesi amaçlanmaktadır. Sonuçlarımızın gelecekte kanser kemoterapisine katkı sağlayacağı inancındayız.