Türk Vakıf Üniversitelerinin Kurumsal Konumlandırma Stratejilerinin İncelenmesi


Özdemir M. (Yürütücü)

Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, Üniversite Destekli Diğer Projeler, 2024 - 2025

  • Proje Türü: Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje
  • Destek Programı: Üniversite Destekli Diğer Projeler
  • Başlama Tarihi: Kasım 2024
  • Bitiş Tarihi: Kasım 2025

Proje Özeti

Bu çalışma, Türkiye’deki vakıf üniversitelerinin kurumsal konumlandırma stratejilerini incelemektedir. Yükseköğretimde eşitlik ve homojenlikten farklılaşma ve benzeşmeye yönelen tartışmalar, üniversiteler üzerinde hem kaliteye dayalı dikey ayrışma hem de misyon çeşitliliği yoluyla yatay farklılaşma baskısı yaratmaktadır. Araştırma kapsamında, büyükşehirlerde yer alan 29 vakıf üniversitesinin stratejik planlarında yer alan “farklılaşma stratejisi” bölümleri tematik analizle değerlendirilmiştir. Bulgular, üniversitelerin yaklaşık yarısının eğitim odaklı kimlik beyan ettiğini, saf araştırma ya da girişimcilik yönelimlerinin ise sınırlı kaldığını göstermektedir. Çoklu konumlandırma tercihinde bulunan kurumlarda dahi eğitim bileşeni baskın unsur olmaya devam etmektedir. Konumlandırma söylemlerinin çoğu törensel/söylemsel niteliktedir; stratejik aktörlük düzeyinde veriye dayalı, bağlama özgü ve farklılaştırıcı bir yaklaşım sergileyen kurum sayısı oldukça azdır. Odak alanları açısından sağlık bilimleri ve disiplinler arası kümelenmeler öne çıkmakta, üniversitelerin %80’i bu alana yönelmektedir. Havacılık-uzay, turizm ve gastronomi gibi alanlar ikincil konumlar olarak görünürken sosyal bilimler, sanat ve tasarım sınırlı ölçüde yer bulmaktadır. İstanbul’daki vakıf üniversiteleri rekabet baskısıyla dar niş alanlarda uzmanlaşmaya yönelirken, diğer şehirlerdeki üniversiteler daha çeşitli stratejiler benimsemektedir. Temel yetkinliklerde ise fiziki altyapı, akademik kadro ve örgütlenme ön planda tutulmakta; buna karşın teknik personel ve dijital dönüşüm gibi alanlarda farkındalık eksiklikleri gözlenmektedir. Sonuç olarak vakıf üniversitelerinin kitlesel talebe yanıt veren ve istihdam odaklı programlara yönelen bir yapıya sahip olduğu görülmektedir. Bu bağlamda kurumların, törensel aktörlükten stratejik aktörlüğe geçişi destekleyecek politikalar geliştirmeleri, sağlık odaklı yoğunlaşmanın ötesinde farklılaşmaya yönelmeleri ve üniversite-sanayi iş birliği ile öğrenci deneyimine daha fazla yatırım yapmaları önerilmektedir.