Eraslan Çapan B. (Yürütücü)
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2018 - 2020
çinde yaşadığımız yüzyılın teknoloji çağı olması nedeniyle tüm dünyada okul öncesinden yaşlısına kadar tüm bireyler interneti farklı
nedenlerle kullanmaktadırlar. Bununla birlikte TÜİK’in son verilerinde, bilgisayar ve internet kullanım oranlarının en yüksek olduğu yaş
grubunun % 87.4 oranında 16–24 yaş grubu olduğu belirtilmektedir (TÜİK, 2017). Üniversite öğrencilerinin kampüslerde internete
erişimin kolay ve düşük maliyetli olması, araştırma yapmak, ders çalışmak, bilgiye ulaşmak için internetin teşvik edilmesiyle kullanımı
gençler arasında hızla yaygınlaşmaktadır (Kandell, 1998). Kimlik oluşturma ve yakın ilişkiler kurma gelişim görevleri nedeniyle üniversite
öğrencilerinin, aynı anda birçok kişi ile hızlı bir biçimde sosyal ilişki kurma imkanı vermesi nedeniyle interneti sosyal etkileşim amacı ile
kullandığı da söylenebilir (Ceyhan, 2011).
İnternet kullanımının yaygınlaşmasıyla internetin olumlu ve olumsuz etkileri günümüzde tartışılan konuların odak noktası haline gelmiştir
(Anderson, 2011). Bazı bireyler ihtiyacı olduğu kadar internet kullanırken, bazılarının bu sınırlamayı yapamadığı, mesleki, akademik, ailevi
ve sosyal yaşamlarında aşırı kullanım nedeniyle sorunlar yaşadıkları görülmektedir (Keser-Özcan, 2005). Alan yazında internetin yanlış
kullanımı problemli internet kullanımı, patolojik internet kullanımı, internet bağımlılığı gibi isimler almakla birlikte bu çalışmada problemli
internet kullanımı tanımı kullanılmaktadır. Problemli internet kullanımı ile ilgili pek çok tanım yapılmıştır. Kandell (1998) problemli
internet kullanımını internete bağlandıktan sonra yapılan etkinliğe bakılmaksızın oluşan psikolojik bir bağımlılık olarak tanımlarken, Caplan
(2002) ve Beard ve Wolf (2001) ise sosyal, akademik ya da mesleki yaşamı olumsuz etkileyen bir durum olarak ele almışlardır.
Kısacası, problemli internet kullanımı yaşamın diğer alanlarında sıkıntılar ortaya çıkarması bakımından önlenmesi gereken önemli bir sorun
olarak görülmektedir.
Alan yazında problemli internet kullanımı ve kişilik özellikleri arasında ilişki olduğu narsistlik (Ekşi, 2012), nevrotiklik ve yalnızlık (Öztürk
ve Özmen, 2011), duygusal dengesizlik (Morsümbül, 2014), içedönüklük ve yalnızlık (Say, 2016), içedünüklük (Mclatyre ve ark, 2015),
depresyon (Rogers ve Young, 1998), utangaçlık(Chak ve Leung, 2004) kişilik özelliklerine sahip olanların daha çok internet kullanımına
yöneldikleri belirtilmektedir. Caplan’a (2003) göre kendini sosyal bir gruba ait hissetmeyen sosyal beceri eksikliği olan, yalnız ve utangaç
kişilerin yüz yüze iletişim kurmak yerine çevrimiçi iletişimi daha az tehdit edici bulduklarından sıklıkla tercih edebildiğini belirtmektedir.
Üniversite öğrencilerinin en temel gelişim görevi anlamlı ve samimi ilişkiler geliştirmektir. Gençlerin gerçek yaşamda sağlıklı ilişkiler
kurmaları sahip oldukları bağlanma stilleri ve sosyal bağlılıklarından etkilenecektir. Literatür incelendiğinde bağlanma stillerinin sosyal
bağlılığı etkilediği (Gültekin ve Arıcıoğlu, 2017), sosyal bağlılığın ise gerçek yaşam ya da sanal dünyayı tercih etmeyi etkilediğine yönelik
araştırma sonuçları vardır (Mclntrye, Wiener ve Saliba, 2015; Shen ve Williams, 2011;Kraut ve ark, 2002 ).Sosyalleşmenin temellerinin
çocukluk yaşantılarında atıldığı, bu öğrenmelerin sosyal bağlılık arayışlarını gerçek ilişkilerle ya da sanal ilişkilerle sağlamaya götürdüğü
düşünüldüğünde bu çalışmada problemli internet kullanımı ile ilişkisi olduğu düşünülen bağlanma stilleri ve sosyal bağlılık ilişkisi
araştırılacaktır.