TÜBİTAK Projesi, 2019 - 2020
Akciğer kanserleri dünyada en çok ölüme yol açan kanser türleri arasında ilk sıralarda yer
almaktadır. En yaygın akciğer kanseri türü küçük hücreli dışı akciğer kanseridir. Akciğer
kanserini tedavi etmek ve fazla yan etkisi olmayan güvenli ve etkili ilaçların geliştirilmesi son
yıllarda kanser araştırmalarında odak noktası haline gelmiştir. Kanser tedavisinde kullanılmak
üzere antiproliferatif ve sitostatik ilaçların potansiyel yeni bir terapötik sınıfı olarak seramidaz
inhibitörleri gösterilmektedir. Hem normal hem de malign hücrelerde asit seramidazların
baskılanması apoptozise yol açmaktadır. Malign hücrelerde seramid konsantrasyonlarını
yüksek tutmak ve hücre sağkalımını tetiklemek üzere hareket eden ve apoptozisi teşvik eden
B13 (D-NMAPPD) asit seramidaz enzimlerinin güçlü bir inhibitörüdür. Bu tip maddelerin
kullanımı ve bunların yeni formulasyonlarının geliştirilmesi kanser tedavisinde yeni
yaklaşımlara ışık tutucu olabilmektedir. Kanser tedavilerinde yeni yaklaşımlardan biri olan
nano-teknolojinin en önemli ürünleri olarak gösterilen nanopartiküller birçok hastalığın teşhis
ve tedavisinde kullanılmaya başlanılmıştır. Bu tip tedavilerde ilaç yüklenmiş nanopartikül
formlar sayesinde yüksek etkili tedaviler geliştirilebilmektedir. Bu tedavi ajanları sağlıklı
hücrelere zarar vermemeleri, yan etkilerinin az olması, yüksek seçiciliğe sahip olmaları ve
malign hücrelerde sitotoksisitelerinin yüksek olmasından dolayı ilgi görmektedirler.
Tüm bu bilgiler ışığında projemizin amacı, bir seramidaz inhibitörü olan B13 (D-NMAPPD)
ve yeni sentez edilecek olan B13 (D-NMAPPD) yüklü katı lipid nanopartikül
formulasyonunun akciğer kanseri hücre hattında neden olduğu sitotoksik, antiproliferatif
etkilerin ve hücre ölüm şeklinin Beas-2B sağlıklı akciğer hücreleriyle karşılaştırmalı olarak
araştırılmasıdır. Proje amacımızı gerçekleştirmek için insan akciğer karsinoma (A549) ve
sağlıklı akciğer hücreleri (Beas-2B) kullanılacaktır. B13 ve yeni sentezlenecek olan B13-
nanopartikül formulasyonunun A549 ve Beas-2B hücre hatları üzerindeki sitotoksik etkileri
MTT testi ile saptanacak ve uygulanan B13 ve nanopartikül formunun hücrelerde neden
olduğu ölüm şeklinin tespiti akış sitometrisinde belirlenecektir. Daha sonra konfokal
mikroskopi yöntemi ile hücrelerdeki morfolojik değişiklikler ve geçirimli elektron mikroskopi
yöntemi (TEM) ile de ince yapısal değişiklikler görüntülenecektir. Buna ilaveten, uygulanan
B13 ve nanopartikül formulasyonunun hücre döngüsüne etkisi ve oksidatif stres oluşturma
düzeyleri akış sitometrisinde belirlenecektir. Bu çalışma ile, B13 ve sentezlenecek olan katı
lipid nanopartikül formunun, akciğer kanseri hücre hattı üzerindeki sitotoksik rollerinin
incelenmesi ve kullanılan diğer yöntemlerle de hücre ölüm şekillerinin açıklanması
doğrultusunda önemli sonuçlar ortaya koyabileceğini beklemekteyiz.