Gönç Şavran T. (Yürütücü), Durmaz Yurt B.
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2023 - 2024
Türkiye için uluslararası göç akını ve göçmenlerin durumu, önemini kaybetmeyen güncel konulardan biridir. Türkiye’de 2022 yılı
itibariyle yaklaşık 6 milyon göçmenin, Eskişehir’de 2021 itibariyle 26,362 yabancı uyruklu kişinin yaşadığı tahmin edilmektedir. Devam
eden göç akınları nedeniyle değişen demografik yapı Türkiye’de de bir dönüşüme neden olmakta, sağlık, eğitim, ekonomi ve istihdam
politika ve planlarını etkilemektedir.
Göç hem göç edenler hem de göçü alan toplum açısından önemli sonuçları olan çok boyutlu bir kavramdır ve sağlıkla hem
doğrudan hem de dolaylı olarak ilişkilidir. Göçmenlerin hem göç etmenlerine neden olan çatışmalı ve kötü yaşama koşulları, hem tehlikeli
ve zor göç yolculuğu hem de hedef ülkeye ulaştıktan sonra karşılaştıkları sorunlar nedeniyle sağlıklarının kötüleştiğine, kronik ve bulaşıcı
hastalıklar, zihin sağlığı, çocuk sağlığı, cinsel sağlık ve yeniden üretim sağlığı açısından dezavantajlı konumda olduklarına dair bulgularını
paylaşan çok sayıda çalışma söz konusudur. Diğer taraftan çalışmalar, hem ev sahibi toplumun sağlığının korunması hem de toplumsal
bütünleşmenin sağlanabilmesi için göçmen sağlığının iyileştirilmesi gereğini vurgulamaktadırlar.
Sağlığın temel belirleyicilerinden başlıcaları istihdam, gelir, eğitim, iyi barınma ve yeterli beslenmedir ve yapılan uluslararası ve
ulusal çalışmalar göçmenlerin genellikle bu açılardan toplumun en savunmasız grupları arasında olduğunu ve sağlıklarının bu durumdan
olumsuz etkilendiğini ortaya koymaktadır. Ancak göçmen sağlığıyla ilgili sorunlar bunlarla sınırlı değildir. Hedef ülkelerdeki göçmen
politikaları veya finansal kısıtlar, sağlık sistemlerinin karmaşık ve fazla bürokratik olması, göçmen grupların eğitimsel ve kültürel nedenlerle
sağlık okuryazarlıklarının düşük olması, sağlık kurumlarına başvurmanın tespit edilmek ve sınır dışı edilmek riskini beraberinde
getirebilmesi, sağlık kurumlarında tercümanlık hizmetlerinin yeterince sağlanamaması, kültürel açıdan sahip oldukları farklı sağlık
davranışları nedeniyle sağlık personeliyle etkili iletişim kurulamaması, damgalanma ve dışlanma sağlık alanında göçmen nüfusların
karşılaştığı başlıca sorunlar arasındadır. Bazı çalışmalar, sağlık hizmetlerine erişemeyen göçmen grupların sağlık sorunlarını çözmek için
sosyal ağlara veya kültürel ritüellere başvurduklarını göstermektedir.
Bu araştırmanın amacı Eskişehir merkezde yaşayan uluslararası göçmen gruplarının sağlıkla ilgili kaynaklarını, gereksinimlerini,
bu gereksinimlerin karşılanması sürecinde karşılaştıkları sorunları ve bu sorunları çözmek için kullandıkları stratejileri ortaya koymak ve
sosyolojik açıdan değerlendirmektir. Araştırma nitel yöntemle, çoklu betimleyici vaka çalışması deseni ile tasarlanmıştır. Örneklem grubu
Eskişehir’de yaşayan, üçte ikisi Suriye, Irak, Afganistan ve Pakistan’dan olmak üzere 25 uluslararası göçmenden oluşmaktadır. Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşı olanlar kapsam dışı bırakılmıştır, bunun dışında örneklem seçiminde katılımcıların yasal statüleri dikkate
alınmayacaktır. Veriler yarı yapılandırılmış mülakatlarla toplanacak, deşifre edilecek ve nitel analizle çözümlenerek raporlanacaktır.
Bu araştırmanın özgün değeri göçmen sağlığı kavramına yaklaşım tarzından ve örneklem grubunun heterojenliğinden
kaynaklanmaktadır. Türkiye’de göçle ilgili çalışmalar içinde sağlıkla ilgili olanlar görece azdır, ağırlıkla sağlık bilimleri disiplinleri
tarafından yapılmaktadır ve sıklıkla örneklem sadece Suriye’den göç edenlerden oluşmaktadır. Sosyal bilimlerde göçle ilgili yapılan
çalışmalarda ise sağlık nispeten geri planda kalmakta ve sağlıkla ilgili sorunlar formel sağlık kurumlarına erişim ve yasal mevzuat gibi
sınırlı bir çerçeve içinde ele alınmaktadır. Bu araştırma ise göçmen sağlığını kapsayıcı bir sosyolojik kavram olarak ele almakta,
Eskişehir’de yaşayan uluslararası göçmenlerin sağlıkla ilgili kaynak, gereksinim ve sorunlarını ortaya koymaya çalışmakta, böylece sağlığın
sadece yasal mevzuattan etkilenmediği, barınma koşullarından kültürel alışkanlıklara kadar çok sayıda süreç tarafından şekillendiği
nosyonundan hareketle bütüncül bir sağlık sosyolojisi yaklaşımını benimsemesidir. Dolayısıyla bu çalışmada göçmen sağlığını
etkileyebilecek olan yapısal ve sistemsel süreçlerin yanı sıra öznelerin kendi iradeleriyle aldıkları aksiyonları ve bunların sosyolojik
nedenlerini de incelenecek ve göçmen sağlığının yapı ve özne olmak üzere iki boyutu da değerlendirilecektir.
Bu araştırma sonucunda uluslararası ve ulusal birer makale ve konferans bildirisi olmak üzere dört yayın yapılması
planlanmaktadır. Bulguların akademik çevre, sivil toplum kuruluşları ve resmi makamlarla paylaşılması sonucunda hem Eskişehir özelinde
hem de genel olarak göçmen sağlıyla ilgili iyileştirilmesi gereken alanlara ışık tutarak gelecekteki sağlık hizmetlerinin planlanmasında bir
kaynak oluşturması, göçmenlerle ilgili çalışan sivil toplum kuruluşlarına yeni çalışma alanları açması, sağlık hizmetlerine erişim sürecinde
(eğer varsa) ayrımcılık, dışlama, ötekileştirme ve nefret söylemi gibi olguları görünür kılarak bu konuda farkındalık yaratması, bu
davranışların azalmasına, toplumsal bütünleşmenin artmasına ve göçmen sağlığına bağlı olarak genel toplum sağlığının korunup
iyileştirilmesine katkıda bulunması beklenmektedir.