Toplumsal cinsiyet eşitsizliği kapsamında kadın yoksulluğu: Azerbaycan örneği


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Anadolu Üniversitesi, LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2025

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: MUZAYYAM ASHRAFLI

Danışman: Funda Rana Adaçay

Özet:

Bu çalışmada, kadın yoksulluğu toplumsal cinsiyet eşitsizliği çerçevesinde ele alınmış ve analiz süreci Azerbaycan örneği üzerinden gerçekleştirilmiştir. Araştırmada nitel bir yöntem benimsenmiş; veri toplama sürecinde yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile doküman analizi birlikte kullanılmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşmeler aracılığıyla, kadınların yoksullukla ilgili bireysel deneyimleri ve çözüm önerileri derinlemesine incelenmiştir. Doküman analizi kapsamında ise, ulusal ve uluslararası raporlar, istatistikler ve akademik çalışmalar betimsel analiz yöntemiyle değerlendirilmiştir. Ulaşılan bilgiler doğrultusunda öncelikle yoksulluğun ve kadın yoksulluğunun dünya genelindeki durumu ele alınmış daha sonra belirleyici şeklinde verilen sosyoekonomik göstergeler seçilmiş ülkedeki kadınların konumu kapsamında şekil ve tablo yardımıyla yorumlanmıştır. Ayrıca çalışmada açık uçlu sorularla hazırlanmış anket yoluyla elde edilen veriler analiz edilerek bulgular desteklenmiştir.

      Bu çalışmada elde edilen bulgular, kadınların Azerbaycan’da iş hayatı, eğitim, siyaset ve sosyal alanlarda erkeklere kıyasla dezavantajlı bir konumda olduğunu ortaya koymaktadır. Kadınların çalışma ve meslek seçimi alanlarında karşılaştıkları toplumsal kalıpların halen geçerliliğini koruduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, istihdam, eğitim ve sosyal hayatta yaşanan bu eşitsizlikler, kadınların yaşam koşullarını olumsuz yönde etkilemekte ve yoksulluğu derinleştirmektedir. Katılımcılar, çözüm önerileri kapsamında kadınlara yönelik devlet yardımlarının artırılması, toplumsal cinsiyet farkındalığın geliştirilmesi ve mesleki eğitim olanaklarının iyileştirilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Elde edilen bulgular, kadın yoksulluğunun yalnızca ekonomik bir mesele değil, aynı zamanda toplumsal dönüşüm gerektiren çok boyutlu bir sorun olduğunu göstermektedir