Genç Milletlerarası Özel Hukukçular Konferansı, İstanbul, Türkiye, 28 Mart 2013, ss.101-131
Kıymetli evrak niteliğindeki poliçe,
bono ve çek ticarî hayatta yaygın şekilde kullanılmaktadır. Poliçe, bono ve
çekin düzenlenmiş olduğu ülke dışında da tedavül etmesi çok sık görülen bir
durumdur. Dolayısıyla söz konusu kambiyo senetleriyle ilgili işlemlerin farklı
ülkelerin sınırları içinde yapılması icap edebilir. Bu nedenle, uluslararası
ticaret alanında kambiyo senetleriyle ilgili olarak yabancı unsurun varlığıyla sık karşılaşılmakta, çeşitli kanunlar
ihtilâfı hukuku meseleleri ortaya çıkmaktadır.
Maddi kambiyo senetleri
hukukuna hâkim olan mücerretlik ilkesi, kambiyo senetlerine uygulanacak hukukun
tespitini güçleştirmektedir. Bir kambiyo senediyle borçlanma söz konusu
olduğunda, temel ilişkiden bağımsız, kambiyo senetleri hukukuna özgü bir hukuki
ilişki ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla uygulanacak hukukun tespitinde, kambiyo
senedi ilişkisinin temelinde yatan ilişkiye ne ölçüde itibar edileceği; temel
ilişkiden bağımsız kambiyo senedi ilişkilerine yönelik özel bağlama kurallarına
mı ihtiyaç duyulacağı bu alanın öncelikli sorunsalını oluşturmuştur.
Kambiyo senetleri hukuku alanında
iki büyük sistemin varlığından söz edebiliriz. Bunlardan ilki, Cenevre
Konvansiyonlarını önemli ölçüde benimseyen Cenevre Konvansiyonları sistemi,
diğeri de 1882 tarihli Bills of Exchange
Act’i esas alan Anglosakson hukuk
sistemidir. Anglosakson hukuk
sisteminde, kambiyo senedinin ilişkisinin temelinde genellikle sözleşme
ilişkisi bulunduğundan hareketle, bu alanda ortaya çıkan uyuşmazlıkların
çözümünde sözleşmeden doğan borç ilişkilerine uygulanacak hukukla ilgili kuram
ve metodolojiye de itibar edilmektedir. Türkiye gibi Cenevre Konvansiyonları
sistemini benimseyen hukuk çevrelerinde ise kambiyo senetlerinin mücerretliği
ilkesi ön plândadır. Dolayısıyla poliçe, bono ve çeke uygulanacak hukuka
ilişkin olarak kanunlar ihtilâfı kuralları, kambiyo senedinin temelinde yatan
ilişkiye bakılmaksızın, bağımsız olarak düzenlenmektedir.
Türk Ticaret Kanununda (TTK) yer
alan poliçe, bono ve çeke ilişkin kanunlar ihtilâfı kurallarının kaynağı, 1930
yılında kabul edilen “Poliçe
ve Bonolara İlişkin Bazı Kanunlar İhtilâfının Çözümüne Dair Cenevre
Konvansiyonu” ile 1931
yılında kabul edilen “Çeklere İlişkin Bazı Hukuk İhtilâflarının Çözümüne Dair
Cenevre Konvansiyonu” hükümleridir. Söz konusu Konvansiyon hükümleri önce İsviçre Borçlar Kanununa (İBK),
oradan da tercüme yoluyla 01 Ocak 1957 yürürlük tarihli ve 6762 sayılı eski
Türk Ticaret Kanununa alınmıştır.
Bilindiği üzere, 6102 sayılı
yeni Türk Ticaret Kanunu, 13 Ocak 2011 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nde kabul edilmiş, 14 Şubat 2011 tarihinde Resmi Gazete’ de yayınlanmış ve 01 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 6102
sayılı Türk Ticaret Kanununda yer alan hükümler, 6762 sayılı eski
TTK’ya göre, sadece dili sadeleştirilerek ve bazı yeni ifadeler kullanılarak
aynen muhafaza edilmiştir. Örneğin, ‘keşide yeri’ ifadesi yerine ‘düzenlenme
yeri’; ‘keşideci’ ifadesi yerine ‘düzenleyen’; ‘taahhüt’ ifadesi yerine
‘borçlanma’ ve uygulanacak ‘kanun’ ifadesi yerine uygulanacak ‘hukuk’ gibi
terimler kullanılmıştır.
Poliçe ve bonoya ilişkin
bağlama kuralları, 6102 sayılı TTK m. 766-775 arasında; çeke ilişkin bağlama
kuralları da m. 819-823 arasında düzenlenmiştir. Bunun yanında, TTK m. 818’in
yapmış olduğu gönderme nedeniyle poliçe ve bono ile ilgili kanunlar ihtilâfı
kurallarını düzenleyen TTK m. 766, 768 ve 769 ile yine TTK m. 820/II’nin
göndermesiyle TTK m. 767/II ve III. fıkraları, çek için de uygulanacaktır.
Poliçe, bono ve çeke ilişkin
kanunlar ihtilâfı kuralları yukarıda da belirtildiği gibi TTK’da yer
almaktadır. Ancak, şu husus unutulmamalıdır ki, Türk Ticaret Kanununda kanunlar
ihtilâfına ilişkin hüküm bulunmayan hallerde, genel düzenleme niteliğinde olan
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) hükümleri uygulanacaktır.
Bu sunumda ilk olarak, poliçe, bono ve çekten doğan uyuşmazlıklarda kanunlar ihtilâfı hukukunun bazı genel problemleri tahlil edilecek, sonra, şekil ve ehliyet gibi çekin geçerlilik şartlarına uygulanacak hukuk tespit edilecektir. Takiben, poliçe, bono ve çekle ilgili borçlanmaların sonuçlarına uygulanacak hukuk üzerinde durulacaktır. Daha sonra poliçe, bono ve çeke ilişkin hakların korunması ile başvurma hakkının kullanılması için gerekli işlemlere uygulanacak hukuk incelenecektir. Ayrıca sunumda kambiyo senetlerinde kanunlar ihtilâfına ilişkin yargı kararlarından da bahsedilecek olup, ulaştığımız vargıların aktarımı ile sunum sona erecektir.