The American Society for Nutrition (ASN) Annual Meeting, NUTRITION 2025, Florida, Amerika Birleşik Devletleri, 31 Mayıs - 03 Haziran 2025, cilt.9, sa.2, ss.105, (Özet Bildiri)
Çalışmada 1299 ile 1923 yılları arasında hüküm sürmüş olan
Osmanlı İmparatorluğu’nun beslenme durumunun değerlendirilmesi amaçlanmıştır. İlk
beş yüz yıllık zaman dilimi Klasik Dönem, kayda değer değişimlerin yaşandığı
19. yüzyıl ise Modernleşen Dönem olarak kabul görmektedir. İki dönem için
oluşturulan olası menülerin Osmanlı toplumu için sağlıklı olduğu hipotezi
benimsenmiştir.
Tasarım, Yöntem ve Kontroller:
Nitel araştırma yöntemlerinden anekdot durum çalışması
(anecdotal case study) modeli benimsenmiştir. İlk aşamada klasik
dönem için 1156, modernleşen dönem için 883 toplamda 1989
yiyecek ve içecek listelenerek uzmanlara seçimler yaptırılmıştır. Birinci
uzman; klasik dönem Osmanlı mutfağı üzerine araştırmaları olan bir öğretim
üyesidir. İkinci uzman; modernleşen dönem Osmanlı mutfağı odaklı çalışmaları
bulunan bir öğretim üyesidir. Üçüncü uzman; mutfak kültürü üzerine doktorası
olan ve Osmanlı-Türk mutfağı çalışmaları bulunan bir araştırmacı yazardır. Dördüncü
uzman; çalıştığı işletmelerde Osmanlı-Türk mutfağı odaklı menüler sunan bir
yöneticidir. Beşinci uzman; alanda tanınırlığı yüksek Osmanlı-Türk mutfağı
yemeklerini hazırlayan ve sunan bir mutfak şefidir.
Ardından bu seçimler üzerinden her iki
dönem(K-M) için 10’ar menü belirlenmiştir. Belirlenen menülerin bir kişinin
tüketebileceği miktarlarının Beslenme Bilgi Sistemi ile enerji ve besin değeri
hesaplamaları yapılmış; Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi referans değerleri
üzerinden 19-50 yaş aralığındaki bir kişiye yönelik günlük gereksinmeyi
karşılama oranları değerlendirilmiştir.
Sonuç:
Birinci menülerin iki veya üç öğün beslenen yetişkin
bireyler için yeterli olamayacağı kanaati oluşmaktadır. İkinci menüden K-2’nin daha zengin içeriğe sahip olduğu, ara
öğünleri de olabileceği varsayılan birey için yeterli olacağı düşünülmektedir. Üçüncü
menüler birçok öge yönünden birbirine denktir ve iki öğün için ihtiyacı
fazlasıyla karşılamaktadır. K-4 öge itibariyle daha zengindir ve iki öğün için
neredeyse tam denktir. M-5 proteini %48 (kn) ve %42 (e) oranında, B12’yi ise
fazlasıyla sağlamaktadır, buna karşın K-5 C vitamini ile B12 vitamini
içermemektedir. K-6 ise çinkoyu neredeyse tamamıyla, B12’yi ise fazlasıyla karşılamaktadır.
Bu iki menüyü de günde birden fazla tüketmek gereksinimi aşacağından ağırlık
artışına sebep olabilir. Özellikle M-7 gibi bir menünün sıklıkla tüketilmesi
hızla kilo alımına sebebiyet verebilir. M-8, M-9 ve M-10 menüleri daha zengin
gözükmektedir.
Sonuç, Etkilerin Tahmini, Gelecekteki Çalışmalar:
Enerji ve besin ögesi değerleri yüksek olan menüler ve
dolayısıyla yemeklerin bir kısmı, Osmanlı dönemi için düşünüldüğünde iki öğün
beslenen aktif bireyler için sıkıntı oluşturmadığını akıllara getirebilir.
Fakat dönem bağlamından çıkıp, günümüzdeki çoğu pasif bireyler için
değerlendirildiğinde ciddi sağlık sorunlarına sebep olabilir. Osmanlı
toplumunda insanların beslenmeyle sağlık bulduklarını, yeme içmelerini hıltlara
göre düzenlemeye çalıştıkları kaynaklardan okunmaktadır. Bu zihniyetle
mutfakların eczane işlevi gördüğü dile getirilebilir. Nitekim sarayın helvahane
bölümünün sağlıkla ilgili macun, drug gibi özel karışımların hazırlandığı yer
olduğu bilinmektedir.
Gıdalardan şifa ummanın tersi olarak da hatalı beslenme
sonucunda sağlık problemlerinin baş gösterdiği söylenebilir. Felç, apse, tümör,
kalp yetmezliği, kalp krizi, zatürre, verem, böbrek yetmezliği ve diyabet gibi
ciddi sağlık problemlerinin doğrudan veya dolaylı olarak beslenme ile ilişkili
olduğu kabul edilmektedir. Kimilerinin doğrulanması eldeki belgelerle çok
mümkün olmasa da Osmanlı padişahlarının bazılarının bu gibi sebeplerden ötürü
hayatını kaybettiği kaynaklarda bahsedilmektedir. Çevirmeler, kızartmalar, ızgaralar, tava
yemekleri, kavurmalar, ızgara kebapları, tencere kebapları, yahniler, güveçler,
sahan yemekleri, buğulamalar, kapamalar, haşlamalar, köfteler, etli dolmalar ve
meyveli et yemekleri sağlık açısından genel anlamda değerlendirildiğinde; kıyma
ya da et bulgur, sebze, kuru baklagil vb. ile karıştırılarak fırında, sahanda
veya sulu ısıda pişirilmesi beslenme ilkelerine uygun görülmektedir. Ancak
kızartmalar bir yandan enerji değerini arttırırken, kızartma olarak kullanılan
yağların tekrar tekrar yakılması diğer yandan karsinojen maddelerin oluşması
açısından sakıncalı görülmektedir. Ayrıca B2, B12 ve folik asit değerlerinde
kayıplar görülmektedir. Yahnilerde yağlı et kullanıldığında yemeğe ek yağ
eklenmeden, sebzelerle beraber soğan kavrulmadan çiğ olarak kullanılırsa
beslenme açısından oldukça sağlıklı bir yemek olarak kabul edilir.
Klasik dönem menülerinin bir kısmı ile modernleşen dönem
menülerinin bir kısmı diğerinden fazla besin ögesi içermektedir. Dolayısıyla
besin değeri bakımından klasik ve modernleşen dönemleri birbirinden ayırmak
mümkün değildir.
Objectives:
The aim of
the study was to evaluate the nutritional status of the Ottoman Empire, which
ruled between 1299 and 1923. The first five hundred years of the period are considered
the Classical Period (C), while the 19th century, when
significant changes occurred, is considered the Modernizing Period (M).
The hypothesis that the possible menus created for the two periods are healthy
for the Ottoman society has been adopted.
Design,
Methods & Controls:
The
anecdotal case study model was adopted. In the first stage, 1156 foods were
listed for the C and 883 for the M, and 5 experts were asked to make choices.
Then, 10 menus were determined for both periods based on these selections. The
nutritional value calculations of the determined menus; the rates of meeting
the daily needs of a person between the ages of 19-50 were evaluated based on
the reference values for Türkiye.
Results:
When
considered for the Ottoman period, menus with high energy and nutritional
values, and therefore some of the meals, may not pose a problem for active
individuals who ate two meals a day. However, when considered outside the
context of the period and for most passive individuals today, it may cause
serious health problems. It is read from the sources that people in Ottoman
society found health through nutrition and tried to regulate their eating and
drinking according to humors. It can be said that with this mentality, kitchens
functioned as pharmacies. It is accepted that serious health problems such as
stroke, abscess, tumor, heart failure, heart attack, pneumonia, tuberculosis,
kidney failure and diabetes are directly or indirectly related to nutrition.
Although it is not possible to verify some of them with the available
documents, it is mentioned in the sources that some Ottoman sultans lost their
lives due to such reasons. Some of the C menus and some of the M menus contain
more nutrients than the other. Therefore, it is not possible to distinguish the
C-M periods in terms of nutritional value.
Conclusion,
Predicting Impacts, Future Work:
The changes
in social life practices such as the development of industry, the acceleration
of communication and transportation may recall the inference that the
individual slowed down in daily life and the energy burning ability of the M
people began to decrease. The M foods included in the study started to make the
Ottoman society heavier, that people's body weights increased.