Ekin Yayınevi, Bursa, 2022
Kalkınma, her zaman ülkelerin ulaşmaya çalıştığı öncelikli
hedeflerden biri olmuştur. Bununla birlikte, sürdürülebilir kalkınmanın önemi
de anlaşılmış ve belirlenen sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılmasında
sadece ekonomik büyümeye odaklanmanın yeterli olmadığı ve sürdürülebilirlik
dendiğinde sadece çevrenin düşünülmemesi gerektiği artık anlaşılmış ve bu
yüzyılda ulaşılması gerekenin insanlar için sürdürülebilirlik olduğu üzerinde
durulmaya başlanmıştır. Bu yeni düşünce
tarzı, taban hareketlerinden ve sosyal bilimsel araştırmalardan ilham alan
sivil toplum tarafından da desteklenmektedir. Özünde insan refahı olan ve
kendisine yol gösterici ilkeler olarak sosyal adalet, ekonomik refah ve çevre
korumayı alan sürdürülebilir kalkınma, çevresel, ekonomik ve sosyal
sürdürülebilirlik şeklinde alt dallarına ayrılan, birbiriyle sıkı sıkıya bağlı,
birinde alınan kararın diğerini de yakından etkilediği sac ayağı şeklinde
düşünülmektedir. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine her alt boyutta ulaşılması
anlamında gezegende yaşayanların bilinçlendirilmesi en sağlıklı ve kesin sonuç
veren yöntem olmakla beraber uzun zaman alması sebebi ile maliyetinin yüksek
olması davranışsal iktisadın araçlarından yararlanılmasını etkili sonuçlara
ulaşılması anlamında elzem kılmaktadır.
Özellikle
sürdürülebilir kalkınma konusunda 2012'de Yoksul Ekonomi: Küresel Yoksullukla
Mücadele Yolunun Radikal Yeniden Düşünülmesi ve İyi Niyetlerden Daha Fazlası:
Dünyanın Yoksullarının Borç Alma, Tasarruf Etme, Çiftçilik Yapma, Öğrenme ve
Sağlıklı Kalma Yollarını Geliştirmek adlı eserlerde davranışsal iktisadın
araçlarının etkisi örneklerle ortaya konulmuştur. Ardından, 2015'te The Last
Mile, belirli davranışsal iktisadın ilkelerinden yola çıkılarak insanların
davranışlarının arkasındaki sebepler ortaya konulmadıkça uygulamaların neden
başarısız olduğu yine örneklerle ortaya konulmaya çalışılmıştır. 2019'da Esther Duflo ve Abhijit Banerjee,
Yoksul Ekonomi alanındaki çalışmaları nedeniyle Nobel Ödülü'nü kazanmış ve
sürdürülebilir kalkınmanın sosyal boyutu alanında ses getiren çalışmalar olarak
yerini almıştır. Çalışmalardan çıkarılacak sonuç;
davranışsal iktisadın sürdürülebilirlik söz konusu olduğunda insanların
davranışlarını daha iyi anlamak ve onları yönlendirmek konusunda en iyi
müttefik olduğu şeklindedir.
Bu bağlamda kitabın temel amaçları
için
· davranışsal iktisadın tanımını
vermek, neoklasik iktisattan ayrıştığı yerleri ortaya koymak,
· davranışsal iktisadın ilkelerini ve
yöntemlerini, standart iktisadınkilerle karşılaştırarak mantıklı ve uygun bir
şekilde sunmak,
· hem gözlemsel hem de deneysel
çalışmalardan çok çeşitli ampirik örnekler kullanarak, davranışsal modellerin
açıklama ve tahmin gücü açısından standart iktisadın gelişmiş bir
modifikasyonunu ve iyileştirmesini nasıl temsil ettiğini gösterme,
davranışsal iktisadın günümüz önemli sorunlarından biri olan sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada nasıl etkili bir şekilde kullanılabileceğini başarılı örnekler ve tavsiyelerle göz önüne sermek denilebilir.