13. ULUSLARARASI HİSARLI AHMET SEMPOZYUMU, Kütahya, Turkey, 8 - 11 June 2023, pp.355-370
Today's classical music has achieved a highly developed sound range with the new
playing techniques that emerged especially after 1950. New playing techniques can be grouped
in three different ways: improved versions of traditional techniques, those borrowed from other
instruments, and those developed independently from older techniques. In this study, an answer
to the question of whether a training other than the classical music education currently given
in conservatories in Turkey is necessary to perform contemporary classical music repertoire
was sought. In doing so, contemporary classical music activities in Turkey and Austria, which
is considered to be the cradle of classical music, were examined and compared, and then the
activities and trainings in the field of contemporary music in Europe and North America were
mentioned. The aim here is to determine the extent to which contemporary classical music exists
in the classical music world and to make suggestions about what can be done in Turkey in this
direction. Then, examples of extended playing techniques and notation used in music
movements developed after 1950 were examined and the extent of training required to perform
these works was discussed. The results show that while some works in contemporary music can
be played with traditional techniques, many works require serious training and playing
practice, and that contemporary classical music performance is an area of specialization in
many educational institutions in Europe and America, and that there is an increasing need for
specialized interpreters in this field in Turkey
Günümüz klasik müziği özellikle 1950 sonrasında ortaya çıkan yeni çalma teknikleri ile
oldukça gelişmiş bir ses yelpazesine kavuşmuştur. Yeni çalma tekniklerini geleneksel
tekniklerin geliştirilmiş versiyonları, diğer enstrümanlardan ödünç alınmış olanlar ve eski
tekniklerden bağımsız geliştirilmiş olanlar olarak üç farklı şekilde gruplayabiliriz. Bu çalışmada
çağdaş klasik müzik repertuarını seslendirmek için Türkiye’deki konservatuvarlarda hali
hazırda verilen klasik müzik eğitiminin dışında bir eğitim gerekip gerekmediği sorusuna bir
cevap aranmıştır. Bunu yaparken Türkiye ve klasik müziğin beşiği olarak kabul edilen
Avusturya’daki çağdaş klasik müzik etkinlikleri incelenip karşılaştırılmış, ardından çağdaş
müzik alanında Avrupa ve Kuzey Amerika’da ne gibi etkinlikler ve eğitimler olduğuna
değinilmiştir. Buradaki amaç çağdaş klasik müziğin ne ölçüde klasik müzik dünyasında var
olduğunu belirlemek ve bu doğrultuda Türkiye’de neler yapılabileceği konusunda önerilerde
bulunmaktır. Daha sonra 1950 sonrası gelişen akımlarda kullanılan yeni çalma teknikleri ve
notasyon örnekleri incelenmiş ve bu eserleri seslendirebilmek için ne ölçüde bir eğitim gerektiği
tartışılmıştır. Sonuçlar, çağdaş müzikte bazı eserlerin geleneksel tekniklerle çalınabileceğini
gösterirken, bir çok eserin ise ciddi bir eğitim ve çalma pratiği gerektirdiğini ve Avrupa ve
Amerika’da bir çok eğitim kurumunda çağdaş klasik müzik performansının bir uzmanlaşma
alanı olduğunu ve Türkiye’de de gid