JOURNAL OF THE HUMAN AND SOCIAL SCIENCE RESEARCHES, cilt.11, sa.2, ss.84-107, 2022 (Hakemli Dergi)
Cari işlemler dengesindeki açık, birçok gelişmekte olan ülkede gibi, Türkiye ekonomisi
için de en önemli sorunlardan biridir. Türkiye’de cari işlemlerden dengesindeki açığın
temel nedeni, dış ticaret dengesindeki açıktır. Ekonomik büyüme oranındaki artış, milli
gelir seviyesini olumlu etkilerken dış ticaret ve cari işlemler dengesini olumsuz
yansımaktadır. Bu çalışmada, 1998:1-2020:1 dönemine ait üçer aylık veriler kullanılmıştır.
Bu verilerle ekonomik büyüme ile cari işlemler dengesi arasındaki ilişki ARDL
(otoregresif gecikmesi dağıtılmış) yaklaşımı ile incelenmiştir. Değişkenler arasındaki
uzun dönemli ilişkiyi araştırmak için serilerin farklı seviyelerde durağan olması
nedeniyle ARDL modeli tercih edilmiştir. ARDL yaklaşımının diğer eşbütünleşme
testlerine göre diğer üstün taraflarından biri küçük gözlem sayısına sahip örneklemlerde
etkin sonuçlar vermesidir. Diğeri ise modeldeki değişkenlerin belirlenen gecikme
uzunluklarının farklı olmasıdır. Serilerin durağanlığı Augmented Dickey Fuller (ADF),
Phillips-Perron (1988) ve Ng-Perron (2001) birim kök testleriyle sınanmıştır. ADF’de, sıfır
hipotezinin sahte olarak reddedilmesi ihtimaline karşılık, Phillips-Perron (1988) ve NgPerron (2001) birim kök testleri de yapılmıştır. ARDL sınır testi sonuçlarına göre, seriler
arasında uzun dönemli ilişki vardır. Uzun dönem ARDL modeli tahmin sonuçlarına
göre, ekonomik büyümedeki %1 artış, cari açığı %0.45 oranında negatif yönde
etkilemektedir. Kısa dönemde ise ekonomik büyümedeki %1’lik bir artış, cari açıkta
%0.22 oranında negatif etkiye neden olmaktadır. Serilerde kısa dönemde meydana
sapmalar, yaklaşık 5,4 dönem (16,5 ay) sonra ortadan kalkmakta ve uzun dönem dengesi
sağlanmaktadır. Hem uzun hem de kısa dönemde ekonomik büyümedeki artışlar, cari
açığı olumsuz etkilese de cari açıktaki artışın tek sebebinin ekonomik büyüme değildir.
Düzeltilmiş sonuçlarına göre, ekonomik büyümedeki değişim cari açıktaki değişimin
%32’sini açıklamaktadır. Bu nedenle cari açıkla mücadelede, ekonomik büyüme dışındaki
diğer değişkenler (Yurt içi tasarruflar, yatırımlar, araştırma-geliştirme (AR-GE), üretim
yapısı, doğrudan yabancı sermaye, para ve maliye politikaları) göz ardı edilmemelidir.
Bu konulardaki düzenleme ve yapısal reformlar en az ekonomik büyüme kadar
önemlidir.