International Journal of Volga - Ural and Turkestan Studies, vol.4, no.7, pp.61-82, 2022 (Peer-Reviewed Journal)
Cümlenin temel ögesi yüklemdir. Konuşma dilinde yaygın olmasa da başta yüklem olmak üzere diğer ögelerin
eksiltili kullanılması görülmektedir. Konuşma dili ile konuşma dilini yansıtan metinlerdeki bu durum; ifadeyi
pekiştirmek, yorumu okuyucuya bırakmak, merak uyandırmak, unutmak, konuşmanın bölünmesi, üstü örtük
belirtmek, gizlemek gibi türlü sebeplerden kaynaklanabilmektedir. Tabii böyle yüklem bulunmayan cümleler bir
yazının bütününde baştan sona hâkim olamaz. En fazla birkaç cümle yüklemsiz şekilde arka arkaya gelebilir. Bu
durumda dahi konuşmanın/metnin ilk bölümleri veya ilerleyen bölümlerinde yüklemin/yüklemlerin varlığına
işaret eden ifadeler bulunmak zorundadır. Benzer şekilde yüklemin belirtilmediği cümlelere şiirlerde de
rastlanılmaktadır. Ancak şiir, konuşma dili gibi anlık, irticalen gerçekleşmez. Bir şiir, üretilme aşamasında şairinin
düşünme, kurgulama sürecinden geçer. Şair, şiirin üzerinde düşünür, neyi ne amaçla ve nerede söylemesi
gerektiğini hesap eder. Bu durumda bir şiirde yüklemin olmaması bir noktada şairin kendi şuurlu tercihi,
tasarrufudur. Bu noktada üstünde durulması gereken soru şudur: Eğer cümlenin temel unsuru yüklem ise yüklemin
belirtmediği cümlelerin kullanım sebepleri ne olabilir? Konuşma dilinde görülen yüklemin kullanılmamasındaki
sebepler şiirde de büyük ölçüde geçerlidir. Bunlara belki şairin okuyucunun hayal gücünü kullanmasını sağlamak;
şiirin okuyucudaki yansımalarını, etkilenmelerini genişletmek, şiirin etkisini arttırmak gibi sebepler ilave
edilebilir. Ancak bunların yanında zaman zaman vezin ve kafiye zarureti de bu türden cümlelerin kullanılmasına
yol açmaktadır. Bu yönüyle Türkistan ve Anadolu sahasında yazılan klasik şiirlerde de yüklemin belirtilmediği
cümlelere rastlanmaktadır. Hatta hiç yüklem bulunmayan gazeller de bulunmaktadır.