2. Uluslararası Adalet Kongresi, İstanbul, Türkiye, 4 - 05 Mayıs 2023, ss.29-32
Günümüz
ekonomisinin en temel iki unsuru irdelendiğinde karşımıza ilk olarak bankalar
ve tüketiciler çıkmakta olduğundan, ekonomik ve sosyal ilişki ve işlemler
bakımından birbirinden ayrı hukuk alanları olan Banka Hukuku ve Tüketici Hukuku
da ortak kümede buluşarak, ortak hukuksal ilişkiler ile uğraşır hale gelmiştir.
Bireylerin hayatlarını kolaylaştıran ve en önemli bankacılık enstrümanlarından
olan kredi kartı, ülkemizde çok eski bir geçmişe dayanmamakla birlikte dünyada
ilk defa ABD’de 1854 yılında turizm amaçlı olarak kullanılmaya başlanmış olup,
modern anlamda ilk kredi kartı da 1914 yılında Western Union Bank tarafından
çıkarılmıştır. Bilgisayar teknolojilerindeki hızlı gelişime paralel bir hızla
1960’lı yıllardan sonra tüm dünyaya yayılan bir hale bürünmüş, 1970 yılından
sonra Avrupa’da ve 1980’li yıllardan sonra da ülkemizde yaygınlaşmaya
başlamıştır. Bireylerin hem alışveriş hem de nakit gereksinimlerini gidermek
amaçlı kullanılan bu plastik kartlar günümüzde uluslararası düzeyde de
kullanıma açık olan bir altyapıya sahiptir. Özellikle ekonomik sıkıntıların
yaşanmasının bir sonucu olarak insanlar hayatlarını idame ettirebilme aracı
olarak yoğun şekilde kredi kartı kullanımına yönelmişlerdir.
Kredi kartı sistemleri, iki taraflı, üç taraflı ve karma sistem olarak üç farklı şekilde karşımıza çıkabilmekte olup tüketicilere sağlanan ve ticari niteliği bulunmayan kredi kartları da niteliği itibarıyla esasen bir tüketici kredisi türüdür. Hem 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da hem de 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nda kredi kartlarının, kredi niteliği ve tüketici kredisi niteliğinin varlığı birlikte kabul edilir. Bir üst kavram olarak tüketici kredisi kavramı ele alındığında, çeşitli alt türlere ayrıldığı da görülür ki taraflarından birisini tüketicinin oluşturduğu hukuki işlemler ya da tüketici işlemleri bu kanun kapsamında olup sınırını TKHK md.2 çizmektedir. Taraflardan birisinin mesleki veya ticari olmayan amaçlarla kredi kullandığı, diğer tarafın ise kredi vermeyi kendisine iş edinen veya satıcı/sağlayıcı olduğu sözleşmeler bu anlamda tüketici kredisi sözleşmeleri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye’de tıpkı kredi kartları
kullanımının çok eskilere dayanmaması gibi, tüketicinin korunması konusunun da
çağdaş ve modern bir anlayışla ele alınması oldukça yenidir. Buna rağmen,
günümüzde gelinen noktada, kullanımı çok geniş kitlelere, kısa sürede yayılmış
olan ve hatta nakit alışverişin yerini de görece almış bulunan bir sistem
olarak karşımıza çıkan kredi kartlarının, hukuki anlamda beraberinde
getirdikleri birtakım sorunlara ilişkin tüketicilerin konumunun önemi açıkça
ortadadır. Bu çalışmamız, tüketicinin doğrudan korunmasına yönelik olarak
çıkartılan TKHK ile kredi kartı kullanıcılarının konumları da göz önüne
alınarak sistem içerisinde gözlemlenen hukuksal konu ve sorunların genel bir
değerlendirilmesini hedeflemektedir.
Anahtar Kelimeler: Tüketici, Kredi Kartı, Tüketicinin Korunması, Tüketici Kredisi, Kredi Kartı Sözleşmeleri