Askeri Tarih Araştırmaları Dergisi, no.16, pp.395-418, 2010 (Peer-Reviewed Journal)
Osmanlı imparatorluğu
Meşrutiyetin yeniden ilanıyla birlikte temel hak ve özgürlükleri güvence altına
alan anayasalı bir sisteme geçmiştir. Bunun üzerine de çeşitli gazete ve
dergiler de çıkmaya başlamış ve farklı düşünceleri ifade eden cemiyetler, dernekler
ve siyasi örgütlerde kurulmuş ve bunlar birbirleriyle mücadelenin içine
girmişlerdir. İttihatçılar her ne kadar “İttihad-ı Anasırcı” bir politika
izlemeye çalışsalar da Müslüman olmayan kesimlerin, sürekli ayrılma amaçları
nedeniyle Türkçü bir politika benimsemişlerdir. Çağdaş dünyada yaygın olan
Pancermenizm, Panslavizm gibi düşünsel gelişmelerden de etkilenmişler ve
Türkçülüğü Turancılığa kadar götürmüşlerdir. Bu dönemde Osmanlıcılık,
İslamcılık ve Türkçülük birbiriyle yarışmıştır. Ziya Gökalp’in İTC’nin merkez
yönetimin de yer almasından sonra Türkçülük daha da sistemleştirilmiş ve
Osmanlı İmparatorluğunun adeta resmi ideolojisi haline gelmiştir. Bu sırada
Trablusgarp Savaşları ve Balkan Savaşları ve arkasından çıkan I. Dünya Savaşı
İttihatçıların amaçlarının gerçekleştirilmesinde birer engel olmuştur. Ancak bu
savaşlarda elde edilen olumsuzluklar Türk milliyetçiliğinin oluşmasında,
gelişmesinde önemli bir yer tutmuştur ki Çanakkale Savaşı da Türk milliyetçi
Kimliğinin oluşumunda önemli etkenlerden biridir.Çanakkale Savaşı hem hükümeti hem de kamuoyunu çok
etkilemiştir. Bunun nedenleri içerisinde düşmanın İstanbul’un kapılarına, yani
sultan ve hilafetin merkezine dayanmasının da büyük etkisi olmuştur. Özellikle
basın Çanakkale’ye çok fazla önem vermiş diğer cephelerden daha fazla bilgi
aktarılmıştır. Çanakkale adeta “Türkün ateşle imtihanı”, “yeni bir ruhun
canlanması”, “vatan toprağının düşmana çiğnettirilmemesi”, “hilalin yükselişi”,
“Türk Mucizesi’nin”, “her bayırın bir manga, her tepenin bir kale olmasının”,
ebedileştiği yerdir. Gazeteler öncelikle savaşın nedenlerini, İngiltere’nin ve
Fransa’nın amaçlarını ve Rusya faktörünü ele almışlar bu konularda ayrıntılı
bilgiler vermişlerdir. Savaş devam ettikçe ve zafer haberleri geldikçe, savaş
meydanına ve yaşanan kahramanlıklara dönük yazılar da çoğalmıştır. Savaşın sonu
birçok açıdan önemli sonuçlar doğurmuştur. Bunlar arasında Çarlık Rusya’sının
çökmesi, Türk ordusunun kazandığı moral gücü, vatan, millet, Anadolu,
kelimeleri eksenli bir ulus milliyetçiliğinin güçlenmesi… ilk akla gelen
hususlardır. Ancak Çanakkale savaşlarının en önemli sonucu Mustafa Kemal’in
askeri dehasını gözler önüne sermesidir. Mustafa Kemal, durumu çabuk kavramak,
süratle ve soğukkanlılıkla doğru karar vermek, verdiği kararı büyük bir enerji
ve cesaretle bizzat tatbik etmek, insiyatifini cüretle, fakat isabetli
kullanmak, sorumluluğu çekinmeden açıkça üzerine almak gibi üstün komutanlık
vasıfları göstermiş ve savaşın gidişi üzerinde birinci derecede etkili
olmuştur.