ULUSLARARASI SÜREKLİ ADALET DİVANI’NDA TÜRKİYE-YUNANİSTAN MÜBADELE DAVALARI


Creative Commons License

Doğan N.

TESAM AKADEMİ, cilt.2, sa.2, ss.221-239, 2015 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 2 Sayı: 2
  • Basım Tarihi: 2015
  • Dergi Adı: TESAM AKADEMİ
  • Derginin Tarandığı İndeksler: EBSCO Education Source, TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.221-239
  • Anadolu Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Birinci Dünya Savaşı’nı takiben Türkiye ve Yunanistan, bazı politik sorunları nüfus değişimi yoluyla çözüme kavuşturmak istemiştir. Bu amaçla Lozan Barış Antlaşması’nın 6. Konvansiyonu olacak “Türk ve Yunan Ahalinin Değişimine İlişkin Sözleşme”yi Ocak 1923’te imzalamışlardır. Ancak hem bu sözleşmenin yorumlanması hem de uygulanması sürecindeki sorunlar Türk-Yunan ilişkilerinde gerginliğe yol açmıştır. Milletler Cemiyeti Konseyi bu farklılıkları gidermek için 1920’li yıllarda Uluslararası Sürekli Adalet Divanı’ndan iki kez danışma görüşü istemiştir. Her ne kadar Divan’ın 1926’daki davada verdiği danışma görüşü 1925’teki davada verdiği görüşe nazaran Türk tezlerini destekliyor olsa da, önemli olan uluslararası hukuk ve USAD’ye başvuru yoluyla Türkiye ve Yunanistan’ın sorunlara barışçıl çözüm bulmalarıdır. Dolayısıyla uluslararası hukuk ve uluslararası mahkemeler, Türkiye ve Yunanistan arasında halen mevcut sorunların çözümünde de uygulanacak alternatif bir metot olarak görülebilir.

Turkey and Greece, following the end of World War I, decided to solve some political problems through population exchange. Toward this end, they signed the “Convention Concerning the Exchange of Greek and Turkish Populations” in January 1923 that would become the 6th Convention of the Lausanne Treaty. However, difFiculties faced in the interpretation of the Convention as well as in its implementation, strained Turkish-Greek relations. Toward finding a solution to the problem the Council of the League of Nations resorted to the Permanent Court of International Justice twice in the 1920s for an advisory opinion. Although the advisory opinion delivered in 1926 by the Court was relatively favorable to Turkey than that of 1925, what is important for our purposes is that Turkey and Greece found peaceful solutions to the problems before them through using the channels of international law. For this reason, international law and the courts may provide an alternative method to Turkey and Greece toward solving their current problems.