Nika Yayınevi, Ankara, 2022
Sosyal araştırmacı,
merakı ve konusuyla baş başa kaldığında en büyük telaşlarından biri yönteme
karar vermektir. Yönteme karar verme
meselesi, özellikle metodoloji ve bilim felsefesinden gelen temel bilgi
düzeylerini zorlayarak araştırmacıyı bir sınavla karşı karşıya getirir. Bu tür
bir sınavda, kuramın ve pratiğin bileşkesinde iyi yetiştirilmiş bir sosyal
bilim insanı, inceleyeceği toplulukların yaşadıkları coğrafyanın sahip olduğu
özelliklerin bir ürünü olduğunu bilerek ilerlemeyi seçecektir. Bu aynı zamanda,
bilim insanının içindeki diğerini
olabildiğince nesnel koşullarda anlatabilmek için sefere çıkmaktır. Çünkü anlatabilme
yetisinin yükselişi, sosyal bilimcinin araştırma telaşına düştüğü konunun,
bizzat “hayat” olarak kendini gösterdiği o yerde olmakla mümkündür.
Elinizdeki kitap bu
nedenle bir mesele ile gelmiştir.
Günümüzde “teknolojinin ışığı” altında aydınlanmanın her alanda ortaya
attığı övgüler altında, sosyal araştırma, araştırmacı ve yöntem arasındaki
ilişkiyi çamurlu bir köşeye çekmiş, eleştirel
bir düzleme atmıştır.
Çamur
Meselesi, yöntem konusunun kuramsal ve pratik temelleri
üzerine, bu işin ne denli meşakkatli olduğuna ve teknolojiye kaptırılan
yönlerine dair yeniden düşünmek için sorular sormaktadır.