Akdeniz 8. Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi, Girne, Kıbrıs (Kktc), 19 - 20 Kasım 2022, ss.353-360
Dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan toplumların ve devletlerin bütünleşmesi veya aralarındaki
etkileşimin artması olarak tanımlanan küreselleşme, önüne geçilmesi mümkün olmayan bir
süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sürecin ekonomik, sosyal ve politik boyutlarıyla birlikte
ele alınması ve her ülkenin temel makroekonomik hedefi olan iktisadi büyüme ile ilişkisinin
incelenmesi adeta bir gereklilik haline gelmiştir. Bu çalışmada, 2019 yılında küreselleşme
endeksinde ilk sırada yer alan Hollanda için ampirik bir uygulama yapılmıştır. 1970-2019
dönemini kapsayan zaman serileri kullanılarak ekonomik, sosyal ve politik küreselleşme ile
iktisadi büyüme arasındaki uzun dönemli ilişki araştırılmıştır. Değişkenlerin durağanlıkları,
Zivot-Andrews birim kök testi ile sınanmış ve tümünün düzeyde birim köklü, birinci farkta
durağan seriler olduğu anlaşılmıştır. Bunun üzerine, bahsi geçen değişkenler arasındaki uzun
dönemli ilişkinin varlığı, Gregory-Hansen eşbütünleşme testi aracılığıyla sınanmıştır. Elde
edilen bulgulara göre, ekonomik küreselleşme ve iktisadi büyüme arasında çift yönlü, politik
küreselleşme ve iktisadi büyüme arasında ise büyümeden politik küreselleşmeye doğru olmak
üzere tek yönlü bir ilişki bulunmuştur. Son olarak, eşbütünleşme ilişkisinin bulunduğu modeller
için uzun dönemli katsayılar Tam Modifiye Edilmiş En Küçük Kareler (FMOLS) ve Dinamik
En Küçük Kareler (DOLS) yöntemleriyle tahmin edilmiştir. Tahmin edilen katsayıların tümü
pozitif ve istatistiksel açıdan anlamlı bulunmuştur. Buna göre, artan ekonomik küreselleşme
iktisadi büyümeyi kayda değer ölçüde teşvik etmektedir. Diğer taraftan, büyümenin ekonomik
ve politik küreselleşme üzerindeki olumlu etkisinin oldukça sınırlı olduğu tespit edilmiştir.
Sonuç olarak, dış ticaret hacminin artırılması, ticari faaliyetlerin önündeki engellerin
kaldırılması, ticari partner çeşitliliğinin sağlanması, daha fazla sayıda ikili veya çok taraflı
serbest ticaret anlaşmasına dahil olunması ve yabancı yatırımlar için uygun ortamın sağlanması
gibi tedbirler alınarak yüksek ve sürdürülebilir iktisadi büyüme hedefine ulaşılabileceği
öngörülmektedir.