24. Türkiye Film Araştırmalarında Yeni Yönelimler Konferansı, İstanbul, Turkey, 8 - 10 May 2025, pp.9, (Summary Text)
Bu çalışma, özellikle sosyo-ekonomik istikrarsızlık ve neoliberal politikaların aile yapıları üzerindeki etkilerine
odaklanarak, Toz Bezi (2015), Babamın Kanatları (2016) ve Saf (2018) filmleri üzerinden Yeni Türkiye
Sineması’nda prekarite (güvencesizlik) kavramının nasıl ele alındığını araştırmaktadır. Özellikle 1980 sonrası
yaşanan toplumsal dönüşümlerle birlikte, Türk sinemasında aile temsilleri idealize edilmiş tasvirlerden,
çatışmalar, baskılar ve kırılganlıkları ele alan eleştirel bir yaklaşıma doğru geçmiştir. Modernleşme, ekonomik
krizler, küreselleşme ve neoliberal politikalar, Yeni Türkiye Sineması’nda aile yaşamının temsilini yeniden
şekillendiren önemli bir dönüşüm sürecini ifade etmektedir. Bu filmlerde, yabancılaşma, aidiyetsizlik, iletişim
kopuklukları, toplumsal cinsiyet rolleri ve sosyo-ekonomik eşitsizlikler gibi temalar aile içindeki karmaşık
dinamikleri ön plana çıkarmıştır. Ekonomik güvensizlik, iş istikrarsızlığı ve sosyal güvenlik ağlarının
zayıflamasıyla belirginleşen prekarite, politik olarak tetiklenen bir kırılganlık durumu olarak bu dinamikleri
anlamakta önemli bir bakış açısı sunmaktadır. Yeni Türkiye Sineması, prekaritenin kişiler arası dinamikler ile
sosyoekonomik ve kültürel çatışmalarla olan ilişkisini eleştirel bir bakış açısıyla ele alarak, neoliberalizmin
toplumsal sonuçlarını ve aile yaşamındaki dönüşümünü ortaya koymaktadır. Bu döneme ait filmlerde, düşük
ücretler, kayıt dışı çalışma ve güvencesiz çalışma koşullarına maruz kalan bireylerin hikayelerine ve ailenin
geleneksel olarak istikrar ve destek kaynağı olma rolünün zayıflamasına yer verildiği görülmektedir. Pierre
Bourdieu (1998) ve Judith Butler’ın (2004) prekarite hakkındaki çalışmalarından faydalanarak yapılan bu
araştırma, prekarite kavramını neoliberalizm, toplumsal eşitsizlik ve varoluşsal kırılganlık çerçevesinde ele
almaktadır. Bu çalışma, prekariteyi neoliberal politikaların sonucu olarak tahakkümü pekiştiren ve sosyal olarak
inşa edilmiş bir olgu olarak değerlendirmekte; Yeni Türkiye Sineması’nda prekarite ve aile ilişkilerini inceleyerek,
seçilen filmlerde neoliberalizmin aile yapıları üzerindeki etkisini, emek, eşitsizlik ve toplumsal değişimle ilgili
söylemleri ve prekaritenin görsel sunumunu araştırmaktadır. Çalışma sonucunda elde edilen bulgular, neoliberal
politikaların prekariteyi derinden şekillendirerek Türk sinemasında aile yaşamının ele alınış biçimini önemli
ölçüde dönüştürdüğünü göstermektedir. Aile, kutsal bir kurum olmaktan ziyade, toplumsal değişimlerin ve
DAY 2
neoliberal düzenin belirsizliklerinden etkilenen bir yapıya dönüşmektedir. Bu çalışma, Yeni Türkiye Sineması’nda
prekarite ve aile ilişkisini sosyo-politik ve ekonomik bir perspektiften ele alarak, daha geniş toplumsal etkenler
üzerine bir tartışma zemini ortaya koymaya çalışmaktadır.