Kaygı. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi, no.8, pp.115-127, 2007 (Peer-Reviewed Journal)
Felsefe tarihine baktığımızda birçok felsefecinin edebi metinlerden birçok şekilde yararlandıklarını görürüz. Shakespeare’in eserleri ve bu eserlerden bir tanesi olarak Macbeth de, felsefecilerin düşüncelerinin somutlaşabilmesinde kullanıl-mıştır. Bu makalede Dilthey’ın düşüncelerinde Shakespeare’in genel olarak nasıl yorumlandığı üzerinde durulacaktır. Dilthey’ın insani/tinsel dünyada Shakespeare konumlandırmasından yola çıkılarak bu konumlandırma belirli kavramlar çerçevesinde açımlanmaya çalışılacaktır. Örnek oluşturması açısından yeri geldiğinde Macbeth’in bu kavramlar çerçevesinde nasıl yorumlanabileceği gösterilmeye çalışılacaktır. Dilthey’a göre Shakespeare’in eserlerinde toplum konu edinilmez ve karakterler de toplum tarafından belirlenmez. Bu durum Shakespeare’in eserlerinde tarihselliğin olmadığına yeterli sebebi oluşturur. Bu sebeple karakterlerin içinde bulunduğu toplum okuyucu tarafından ancak dolaylı olarak çıkartılabilir. İşte bu dolaylı çıkarıma örnek olabilmesi açısından Macbeth Bergson’un kapalı toplum ve kapalı ahlak kavramlarından yola çıkılarak da araştırılacaktır. Böylesi bir deneme Macbeth’e tam olarak bir tarihsellik kazandıracak olmasa da en azından bu eserde aslında orada olan ancak üstü kapalı olan toplumun ortak değerlerini, karakterlerin eylemlerinin topluma bağlı olabilecek olası sebeplerini anlamamıza az da olsa yardımcı olabilecektir.