RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, sa.40, ss.666-677, 2024 (Hakemli Dergi)
Postfeminizm, edebiyat dünyasında 1960’lardan itibaren büyük ivme kazanan ve otoriteyi reddederek eskiyi ve yeniyi harmanlayan ve yeni anlatı tekniklerine ve tarzlarına açıklığıyla dikkat çeken postmodernist bir bakış açısından hareketle eril hegemonyanın altında ikinci cinsleştirilen kadınların kendi seslerini bulma, duyurma ve özgürleşme mücadelelerini anlamaya odaklanmaktadır ve ataerkil düzenin inşa ettiği cinsiyet rollerini sorgulayıp toplumsal cinsiyet eşitliği hedefine ulaşmaya çalışmaktadır. Bu çalışma da Avusturya edebiyatının önde gelen yazarlarından biri olan Barbara Frischmuth’un (1941-), 2021 yılında yayımlanan ve henüz Türkçeye tercüme edilmemiş Dein Schatten tanzt in der Küche adlı eserini kadın karakterler ekseninde ve postfeminist perspektiften çözümlemeyi amaçlamaktadır. Enkelhaft, Kein Engel vor meiner Tür, Die Katze, die im Sprung gefror ve Die Rötung der Tomaten im Winter (Doris ve Ödön) adlı beş öyküden oluşan eserin kadın ana karakterlerinin ortak yanı ise kadınların nesne konumundaki ikinci cinsliklerinden kurtularak özne ben’leşmeleridir. Patriyarkal toplumsal normlar tarafından belirlenen eşlik ve annelik rollerini yerine getirmelerine veya getirmemelerine bağlı olarak “evdeki melek” veya “şeytani bir femme fatale” olarak etiketlenen beş kadının özgürleşme sorunsalını ele alması nedeniyle postfeminist perspektiften okunmaya açık olan Frischmuth’un Türkçeye çevrilmemiş bu beş öyküsündeki kadın ana karakterlerin özgürleşim sürecine yönelik böyle bir karşılaştırmanın Türkiye’de lisansüstü düzeyde gerçekleştirilen ilk çalışma olması ve kadın hakları ve özgürleşimi konusunda topluma farkındalık ve duyarlılık kazandırması bağlamında alanyazında önemli bir boşluğu doldurması öngörülmektedir.