Etik Solipsizmin Savunulabilirliği Üzerine


Taşdelen D.

BIJOB BEYTULHIKME INTERNATIONAL JOURNAL OF PHILOSOPHY, cilt.15, sa.2, ss.467-488, 2025 (ESCI)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 15 Sayı: 2
  • Basım Tarihi: 2025
  • Doi Numarası: 10.29228/beytulhikme.81426
  • Dergi Adı: BIJOB BEYTULHIKME INTERNATIONAL JOURNAL OF PHILOSOPHY
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Emerging Sources Citation Index (ESCI), Central & Eastern European Academic Source (CEEAS), Index Islamicus, Philosopher's Index
  • Sayfa Sayıları: ss.467-488
  • Anadolu Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bu makale etik solipsizmin olanaklı anlamlarını ele almakta ve nasıl savunulabileceğini temellendirmeye çalışmaktadır. Etik solipsizm, ontolojik ve epistemolojik versiyonlarından ayırt edildiğinde olumlu anlamıyla savunulabilir bir yaklaşıma dönüşebilmektedir. Zaluski’nin geliştirmiş olduğu olumsuz bağlamdaki etik solipsizmin nedeni onun solipsizmin bu versiyonunu ontolojik ve epistemolojik solipsizmin bir uzantısı olarak görmüş olmasıdır. Pihlström’ün geliştirdiği biçimiyle etik solipsizm suçluluk kavramı gibi etik ilişkiyi kurucu bir kavram olarak ele alındığında, Kantçı ve Levinasçı bir solipsizm yaklaşımından söz edilebilmektedir. Nitekim, Kant’ın ödev etiğinde eylemlerin sonuçlarından ve dışsal şartlardan bağımsız biçimde kişinin “içinde” gerçekleşiyor olduğu savı ile Levinas’ın Öteki ile kurulan ilişkide kişinin başkalarına karşı sonsuz, asimetrik ve bireysel sorumluluğu ön plana çıkaran yaklaşımı etik solipsizmi destekleyici bir temel oluşturabilmektedir. Bununla birlikte Pihlström’den farklı olarak, Levinas’ın agape anlamındaki aşk kavramı ile kişinin kendini varedebilmesinin önünü açma potansiyeli taşıyan “kendini varedebilme iyileri” üzerinden başka bir olumlu etik solipsizm görüşünü geliştirebilmenin olanaklı olduğu da tartışılabilirdir.