Ahi Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, cilt.11, sa.Özel Sayı, ss.537-556, 2025 (Hakemli Dergi)
İsrail'in kolektif hafızası Eski Ahid’te geçen “kutsal tarih” anlayışının öngördüğü sürgün ve soykırım deneyimine ve onun oluşturduğu mağduriyet algısı üzerine dayanır. Bu kolektif hafıza, Yahudi halkının bir araya gelmesini, ulusal kimliğin güçlenmesini ve İsrail devletinin meşruiyetini sağlamlaştırmasını desteklemiştir. Yahudi halkının Holokost sırasında yaşadığı soykırım ve tarih boyunca maruz kaldığı sürgünler, İsrail'in güvenlik politikalarını ve ulusal kimliğini şekillendirmektedir. Bu mağduriyet algısı, İsrail'in kendini sürekli tehdit altında hissetmesine ve sert güvenlik politikaları benimsemesine neden olmaktadır. Dolayısıyla bu makale İsrail devletinin ve Yahudi toplumunun kolektif hafızasının şekillenmesini ve bu hafızanın siyasi ve toplumsal süreçler üzerindeki etkisini inceler. Ayrıca, bu makale, İsrail'in mağduriyet siyasetinin, Yahudi olmayan toplulukları, özellikle Filistinlileri, marjinalleştirme ve inkâr politikaları gibi uzlaşı dışı söylem ve eylemler yoluyla nasıl etkilediğini tartışır. Yine bu makale sözü edilen siyasetin, İsrail'in ulusal kimliğini güçlendirdiğini, Filistinlilerin kolektif hafızasını bastırdığını ve bu bastırma sürecinin, İsrail'in mağduriyet algısını güçlendirmeye hizmet ettiğini belirtir. Dahası kolektif hafızanın ve mağduriyet siyasetinin, İsrail ve Filistin arasındaki ilişkilerdeki dinamikleri ve bunların siyasi sonuçlarını anlamak için kritik bir analiz sunması bu makalenin amaçlarındandır. İsrail'in mağduriyet anlatılarının nasıl manipüle edildiğini ve bu anlatıların nasıl siyasi amaçlar için kullanıldığını göstermek ve kolektif hafızanın ve mağduriyet siyasetinin, uluslararası ilişkiler ve siyasi eylemler üzerindeki güçlü etkisini vurgulamak yine bu makalenin yazılış amaçlarındandır. Özetle bu makalede İsrail’in inkâr politikalarını besleyen mağduriyet algısının tarih ve hafıza inşasında nasıl bir ideolojik çerçeve oluşturduğunu, bu hafızanın hangi güç dinamikleri altında şekillendiğini eleştirel bir şekilde ortaya koymak için toplumsal hafıza teorilerinin yanında Yahudi tarihinin belirli dönemlerini analiz ederek, tarihsel olayların toplumsal hafıza üzerindeki etkisi incelenmektedir.