Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, cilt.27, sa.3, ss.1187-1204, 2025 (TRDizin)
Hayatımıza güçlü anlamı veren tanrı mı, sosyal çevremiz mi insanlar mı yoksa yeni teknolojiler mi? Bu makale, Yapay Zekâ karşısında dinin ve insanın anlam arayışı bağlamında onurunu koruma gayretine dair bir konum arayışına işaret etmek için kaleme alınmıştır. Makinenin yaratıcısı olarak insan; insan benzeri makine, makine benzeri insan; toplumsallığın sonu, sorumlu failliğin sonu; özgürlüğün sonu, makinelerin gerçeklik kontrolü; yaratılış ontolojisinin sonu, ölümün ortadan kaldırılması; bireysellik ve tekillik, din veya ideoloji olarak transhümanizm konuları bu makalenin ana teması olan insanın anlam arayışına cevap bulma ve onurunu korumasında dinin ve insanın pozisyonunu yeniden değerlendirmek üzere genel bir perspektifle ele alınacaktır. Bu perspektiften bakıldığında Yapay Zekâ sistemlerinin zekâsı ile geleneksel haysiyet kavramları arasındaki ilişkinin daha yakından incelenmesi ilgi çekicidir. Bilişsel olarak birçok alanda insanları yakalayabilecek ve hatta gelecekte onlardan daha üstün olacağı varsayılan akıllı makinelerin geliştirilmesinin, geleneksel insan onuru kavramına eklemlenen insanın değer ve anlamını sistematik olarak zayıflatıp zayıflatmadığı, cevaplanması beklenen önemli bir soru olarak ortaya çıkmaktadır. Aslında Yapay Zekâ karşısında konumunu korumaya çalışan insanın, anlamının, değerinin ve onurunun dine değil de rasyonaliteye ve evrimleşmiş karmaşık zekâya borçlu olduğunun iddia edildiği modern döneme benzer bir imtihanı yaşadığını söylemek gerekir. Bu imtihan evrimleşmiş mükemmel form karşısındaki ilkel formun bir üst aşaması olarak robotlara komut veren fakat onlara karşı edilgenlikten kurtulamayan insanın trajik bir durumla karşı karşıya kaldığını bizlere hatırlatır.