LITERARY FEMINISMS: Convergences and Intersectıons (YAZINSAL FEMİNİZMLER: Yöndeşimler ve Kesişimler), Tuna Didem,Кuleli Mesut,Aliyev Javid, Editör, Nobel Bilimsel Eserler, Ankara, ss.91-122, 2020
Bu çalışmada, XI. yüzyılda Yusuf Has Hacip (1017-1077)
tarafından kaleme alınan İslâmî dönem Türk edebiyatının ilk
örneklerinden Kutadgu Bilig (1069-1070) ile XVIII. yüzyılda
Türk-İslâm düşünürlerinden Erzurumlu İbrahim Hakkı (1703-
1780) tarafından yazılan Klasik Türk Edebiyatı dönemine ait
Mârifetnâme (1756) ve Eski Rus Edebiyatı dönemine ait
eserlerden XII. yüzyılda yazılan Vladimir Monomah’ın
Öğretisi ile XVI. yüzyılda Rus başpapaz Silvester tarafından
kaleme alınan Domostroy (Ev Düzeni) karşılaştırmalı olarak
çözümlenmiştir. Çalışmada, yüzyıllardır birbiriyle iletişim ve
etkileşim içinde olan Türk ve Rus halkları tarafından oldukça
bilinen ve okunan didaktik nitelikteki eserler aracılığıyla Türk
ve Rus toplumlarının kadın algısındaki ve kadının aile içindeki
rolüne ilişkin benzerliklerin ve farklılıkların tespit edilmesi
amaçlanmıştır. Söz konusu eserler karşılaştırılırken
araştırmanın tek yöntemle sınırlanıp kısır kalmasını önlemek
için karşılaştırmalı edebiyatın çoğulcu (eklektik) inceleme yöntemi kullanılmıştır; bu nedende çalışmada, pozitivist,
feminist, hermeneutik ve alımlama estetiği yöntemlerinden
birlikte yararlanılmıştır. İnceleme sırasında, yaklaşık yedi
yüzyıl arayla yazılmış olan Türk edebiyatı eserlerinden
Kutadgu Bilig (XI. yüzyıl) ve Mârifetnâme’de (XVIII. yüzyıl);
dört yüzyıl arayla kaleme alınmış olan Rus edebiyatı
eserlerinden Vladimir Monomah’ın Öğretisi (XII. yüzyıl) ve
Domostroy’da (XVI. yüzyıl ortaları) farklı kültürlerin, dinlerin
ürünü olmalarına ve aradan geçen yüzyıllara rağmen kadına
yönelik algının pek farklılık göstermediği, aksine çoğu açıdan
benzerlik gösterdiği tespit edilmiştir. Türk ve Rus halklarının
toplum yapısına dair önemli bilgiler vermelerine ve zamanla
nispeten değişse de günümüzde bile hâlen geçerli olan kadına
yönelik algıyı yansıtmalarına rağmen söz konusu eserleri
karşılaştıran Türkçe veya Rusça olarak yazılmış herhangi bir
bilimsel çalışma bulunmamaktadır. Bu sebeplerden dolayı bu
çalışmanın kültüroloji alanındaki önemli bir boşluğu
doldurması amaçlanmıştır.