Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, vol.1, no.23, pp.23-36, 2024 (Peer-Reviewed Journal)
Klasik liberalizm ve liberalizm çalışmalarında, John Locke öncü düşünürler arasında ilk akla gelen isimlerden
biridir. Locke'un liberal düşünceleri günümüzde birçok demokratik toplumda kabul görmektedir. Ancak,
Locke'un Batı literatüründe bilinen ve buna nispeten akademik literatürümüzde daha az karşılaşılan tartışmalı
bir yönü de vardır: bu da onun yaşadığı dönemde İngiltere'nin ulusal köle ticaretinde aktif rol almasıyla alakalı
tartışmalardır. Bu makalenin gayesi Lock’un eserlerinde yer alan kölelik ile alakalı yazılarını ve bu konunun
alan yazınında söylemsel açıdan nasıl ele alındığını ortaya koymaktır. John Locke’un fikirleri ve eserleri günümüz
siyaset bilimi alanında temel kaynak olarak kabul görürken, özgürlük, eşitlik ve insan hakları gibi fikirleriyle de
en çok okunan ve bilinen siyaset felsefecileri arasında yer aldığı gerçeğidir. Ancak, Locke'un bilinmeyen bazı
yazıları, özellikle kölelik konusundaki görüşleri, tartışmalara neden olmuştur. Locke, özünde özgürlük ve
mülkiyet haklarına vurgu yapan bir siyaset felsefecisi olarak bilinir, ancak Locke köleliği meşrulaştırdığı
iddiasıyla da eleştirildiği bilinmektedir. Locke'un, on yedinci asırda Virginia Kolonisinde kölelik olgusunun
yasallaştırılması sürecinde katkıda bulunduğu şeklindeki tartışmalar, onun yazdığı liberal düşünceleri ile
doğrudan çatışmaktadır. Bazı düşünürler Locke'un ‘Two Treaties of Government’ adlı eserinde bulunan kölelik
ile alakalı yazdığı kısımların, köleliği haklı göstermek adına argüman olarak yazıldığı iddiasıdır. Buna karşın,
karşı duruş sergileyen bilim insanları ise Locke'un köleliği desteklemediğini ve hatta köleliğe karşı çıktığını
savunmaktadırlar. Onlara göre, Locke, insanların doğal haklarının korunması ve devletin meşruiyetiyle ilgili
fikirlerinde kölelik karşıtı bir tutum sergilediği şeklindedir. Bu makale, Locke'un liberal düşünce ekolünde bir
otorite olduğu kadar, yapılan eleştirilerin de onun yaşadığı dönem itibariyle ciddiye alınması gerekliliği üzerine
kurulmuştur