Antik Çağlardan Günümüze Anadolu’da Tarım Sempozyumu/ Agriculture in Anatolia from Antiquity to the Present Symposium, Ankara, Türkiye, 13 - 15 Mayıs 2024
Geniş Anadolu Platosu’nun güney ucunda Konya Ovası
üzerinde Çumra’nın ilçe merkezinde, 12 km güneybatı
istikametinde yer alan Doğu Çatalhöyük, M.Ö. 7100 –5950
yılları arasında 1100 seneyi aşan yüzeyden en eteklerine
kadar Neolitik dönem kalıntılarını içeren döneminin en
büyük yerleşmesidir. Neolitik Döneme ait Anadolu’nun
sıra dışı ve görkemli yerleşmelerinden olan Çatalhöyük,
ilk yerleşme planı krokisi, ilk dokumalar, ana tanrıça kültü
gibi birçok ilkleri içinde barındırması nedeni ile insanlık
tarihine ışık tutmaktadır. Konya ilinin Çumra ilçesinde yer
alan Çatalhöyük Neolitik kenti, içinde hayranlık uyandıran
birçok sıra dışı tasvir ve simge örüntüleri barındırmaktadır.
Söz konusu yerleşimde tespit edilen en eski buluntular,
16.tabakada yaklaşık MÖ 7100’e tarihlenmektedir. İçinde
barındırdığı kentsel ögeleriyle kentin öncüsü olarak
betimleyebileceğimiz bu yerleşme, medeniyetin ve ziraatın
temellerini anlamamızda anahtar bir yerleşim olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Çatalhöyük’te yapılan 60 seneyi geçen arkeobotanik
çalışmalarda Neolitik dönemde önemli bir tarım toplumu
olduğu görülmektedir. Ürün yetiştirmek zaten örneğine
bugüne kadar görülmeyen yoğunluktaki nüfusun başlıca
geçim kaynaklarından biri olduğu nettir.
Farklı türlerde tahıllar ve baklagillere ait kalıntıların elde
edildiği arkeobotanik çalışmalarda tarım ürünlerindeki
çeşitlilik ile birlikte tarım ürünlerinin çeşitli işlemlerden
geçirilerek kullanıldığı görülmüştür. Bunun yanında
toplayıcılık stratejileri ve bunun ısınma, besicilik ile ilişkisine
ait örneklerin de dikkat çekici olduğu ortadadır. Kuruyan
bir Pleistosen gölün kenarında ve bugün Çarşamba olarak
adlandırılan ırmağın taşırdığı bu alüvyal fanda zaman zaman
zor ama bir şekilde toplumun uyarlandığı bir alan üzerine
kurulu bu yerleşimin hikayesidir. Yerleşimde küçük taneli
buğdaylardan daha iri taneli buğdaylara bilinçli olarak
bir geçiş tercih edilmiştir. Mekân içlerinde depolama
alanlarının olması tarım ürünlerinin hane halkında olduğunu
göstermektedir. Ele geçen öğütme taşları ve bunların etrafındaki çeşitli türdeki bitki tohumlarının işlenerek farklı
formlarda yiyecekler hazırlandığını ve fırınlarda pişirildiği
tespit edilmiştir.
Bununla beraber son 30 senedir yapılan Jeomorfoloji
çalışmaları, arkeobotani, antrakoloji ve son yıllarda dikkati
çeken agroarkeolojiye ait önemli buluntular (yemek
kalıntıları, mayalanmış ekmek vb) toprak kullanımından
yemek pişirmeye dair Çatalhöyük kültürünün uyarlandığını
göstermektedir. Bununla beraber yine 30 senedir gelişen
klimatoloji kanıtları ve yerleşmedki geç dönem tabakalarda
olası etkileri ile yeni uyarlanmalar ve kesintilerin nedenleri
olarak düşünülmektedir.
Eastern Çatalhöyük is located at the southern end of the
wide Anatolian Plateau on the Konya Plain in the district
center of Çumra, about 12 km to the southwest, and it
dates back between 7100 and 5950 BCE. It is the largest
settlement of its period, featuring Neolithic remnants
spanning over 1100 years, extending from the surface to
its remotest outskirts. Çatalhöyük is one of the remarkable
and splendid settlements of the Neolithic Period in Anatolia,
shedding light on human history because it was where
many firsts occurred, such as the first settlement plan
sketch, the first textiles, and the cult of the mother goddess.
The Neolithic city of Çatalhöyük also harbors many aweinspiring
and extraordinary depictions and symbolic
patterns. The oldest findings in the settlement are dated to
around 7100 BCE and found in layer 16. Its urban elements
make this settlement the prototypical city, playing a key
role in understanding the foundations of civilization and
agriculture.
Archaeobotanical studies conducted over the last 6
decades at Çatalhöyük indicate that it was a significant
agricultural community during the Neolithic period.
Cultivating crops was one of the primary livelihoods of the
population, which was already unprecedented in its density.
Archaeobotanical efforts have uncovered residues of
several types of grains and legumes illustrating the diversity
of agricultural products and indicating that these were
used after undergoing various processes. In addition, the
examples of foraging strategies and their relationship
with heating and livestock breeding are also remarkable.
This is the story of a settlement established in an area
that is sometimes harsh but somehow adapted by the
community, on the shore of a dried-up Pleistocene lake
and in the alluvial fan flooded by the river known today as
“Çarşamba.” In the settlement, a conscious transition from
small- to larger-grained wheat was preferred. The presence
of storage areas inside the premises indicates that the
agricultural products were kept in the households. Grinding stones and diverse types of plant seeds were found, and it
was determined that these were processed, prepared into
different forms of food, and baked in ovens.
Geomorphology, archaeobotany, and anthracology studies
conducted over the last 3 decades and significant recent
agro-archaeological finds (food remains, leavened bread,
etc.) indicate that land use in the Çatalhöyük culture was
adapted for cooking. Additionally, climatological evidence
collected over the past 30 years and its possible impact on
the later strata of the settlement are considered the causes
of new adaptations and interruptions.