MAURİCE RAVEL'İN DIŞAVURUMCU YÖNÜNÜN BESTECİLİK DİLİNE YANSIMASI: GASPARD DE LA NUİT


Creative Commons License

Güncan Ö.

Yegah Müzikoloji Dergisi, cilt.7, sa.4, ss.822-855, 2024 (Scopus)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 7 Sayı: 4
  • Basım Tarihi: 2024
  • Doi Numarası: 10.51576/ymd.1570295
  • Dergi Adı: Yegah Müzikoloji Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Scopus, EBSCO Education Source, Index Copernicus, Asos İndeks
  • Sayfa Sayıları: ss.822-855
  • Anadolu Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Maurice Ravel (1875-1937), 20. yüzyılın önde gelen Fransız bestecilerinden biridir. Döneminin etkili müzik akımlarını benimseyen ve kendi özgün üslubunu geliştiren Ravel, bestecilik dilinde çoğunlukla empresyonist olarak tanımlansa da bazı eserlerinde dışavurumculuk izleri taşımaktadır. Bu araştırmada, Ravel’in dışavurumcu yönünün, Gaspard de la Nuit eserinde nasıl ifade edildiği incelenmiştir. Ravel’in 1908 yılında bestelediği bu eseri, Aloysius Bertrand’ın aynı adlı şiir kitabından esinlenerek oluşturmuştur. Üç bölümden oluşan eserin her bölümü farklı bir şiiri müzikal olarak betimlemektedir: “Ondine”, “Le Gibet” ve “Scarbo”. Teknik açıdan oldukça zorlu bir piyano eseri olan bu yapıt, piyano repertuvarının en zor eserlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Dışavurumculuk, 20. yüzyılın başında sanatta bireyin iç dünyasını, duygularını ve bilinçaltını güçlü bir şekilde ifade eden bir akım olarak ortaya çıkmıştır. Dışavurumcu eserlerde genellikle yoğun bir dramatik yapı, abartılı duygusal ifade ve karanlık imgeler ön plandadır ve müzikte  ise dışavurumcu etki tonalitenin sınırlarının zorlandığı, ani dinamik değişimlerin ve karmaşık ritmik yapıların öne çıktığı anlarda kendini göstermektedir. Eserdeki armonik yapı, çoğunlukla disonanslar ve beklenmedik modülasyonlarla doludur. Ravel, bu yolla dinleyicinin içsel dünyasında belirli bir gerilim yaratmaktadır. Eserin her bölümünde anlatılan hikâyenin ruh haline uygun olarak, armonik renklerin değişimi de müziğin atmosferine katkıda bulunur. Ravel’in teknik ustalığını ve müzikal derinliğini sergileyen eserdeki dışavurumcu öğeler, yalnızca anlatılan hikayelerin korkutucu ya da karanlık doğasını değil, aynı zamanda Ravel’in duygusal derinliğini ve müzikal yenilikçiliğini de yansıtır. Ravel, dışavurumculuğu bestecilik diline yansıtarak, dinleyiciyi bilinçaltının karanlık köşelerine ve duyusal deneyimlerin ötesine taşımayı başarmıştır. Bu yönüyle Gaspard de la Nuit hem Ravel’in müzikal vizyonunu hem de dışavurumculuğun müzikteki ifadesini anlamak için önemli bir eserdir.