Muhibbe Darga Armağanı, Taner Tarhan,Aksel Tibet,Erkan Konyar, Editör, Sadberk Hanım Müzesi, İstanbul, ss.427-436, 2008
ESKİŞEHİR, Kütahya ve Afyonkarahisar illerinde 2Oo1 yılından beri Doç. Dr. Taciser Sivas başkanlığındaki bir ekip tarafindan arkeolojik yüzey araştırmaları
sürdünilmektedir. Özellikle 2OO4 ve 2OO5 yıllarında Eskişehir il sınırlan içinde yapılan yüzey araştırmasında çok sayıda pişmiş toprak insan ve hayvan figürini ile idol ele
geçirilmiştir. Burada yüzey buluntusu olmalan nedeniyle tümü kırık ve eksik durumda ele geçirilmiş olan yedi adet kadın şeklinde idol tanıtılacaktır.
İnsan biçiminde tasvir edilen küçük heykelcikler Eskiçağ'da pek çok yerleşim yerinde yapılmış ve kullanılmıştır. Bu küçük heykelciklere figürin denilmiştir. Bunlar
arasındaki kadın figürinlerinin genellikle "bereket tanrrçası" ya da "ana tanrıça"yı simgelediği düşünülmektedir. Üst Paleolitik Çağ'dan itibaren kadın figürinleri yapılmaya
başlanır. Bu dönemdeki gebe kadın heykelcikleri, insan nüfusunun çoğalması ile ilişkili olmalıdır. Özellikle Neotitik Çağ'da üretime geçiş ile birlikte birdenbire kadın figürinlerinde
artış görülür. Bu arhşın nedeni konusunda en yaygın inanış "toprak ve kadının" özdeşleştirilmesi, kadının doğurganlığı ile tanmın/toprağın bereketi arasındaki ilişkidir.
Bu nedenle de figürinlerde kadın çıplak ve cinsel orğanları abartılı olarak gösterilmiştir. Neolitik Çağ'ın sonlarından itibaren figürinlerde stilizasyon gönilmeye başlarur, baş,
boyun gövde ve ayaklar yassılaşır, detaylar gösterilmez. Böylece ortaya çıkan idoller, Kalkolitik Çağ ve İlk lunç Çağı'nda figürinlerin yanında bir başka buluntu ğrubunu
oluştururlar. İdollerin çok miktarda yapılmış ve kolay taşınır olması, evlerde, avlularda ve hatta mezarlık]arda bulunması onların, Ana Tanrıça olarak tapınılmasının yanrnda
kötü ruhlardan korunmak amacıyla muska, nazarhk olarak da kullanılmış olabileceğini düşündürmektedir.