Akademik Veri Yönetim Sistemi
11. Uluslararası Dil, Edebiyat ve Araştırmaları Kongresi, Rize, Türkiye, 28 Ekim - 01 Kasım 2019, cilt.4, sa.1, ss.40-48
Orta Çağ’dan bu yana, Fransız Edebiyatı hem Latinceden türetilen dillerin benzerlikleri hem de feodal bağlılıklar gibi etkenler sebebiyle Avrupa’nın edebi kültürüne yön gösterici bir rol oynamıştır. 19. yüzyıl ile Fransız Edebiyatı yaratım gücünü arttırmış ve birçok farklı fikir belirmeye başlamıştır. Özellikle şiir alanında yüzyılın ikinci yarısından sonra, Fransız şairler tarafından ortaya atılan Sembolizm akımı, katı düzen kurallarını reddederek, simge ve biçimler ile en tarifsiz duyguları bile insan duyularına aktarmayı hedeflemektedir. Akımın öncü isimlerinden Fransız şairler Paul Verlaine ve Stéphane Mallarmé, şiirlerinde sesin müzikal uyumunu sağlamak adına uyak kullanımları ile dağınık fakat lirik bir ses yapısı yakalamışlardır. Buna ek olarak direk anlatımdan kaçınmış ve semboller yardımıyla insan algısına sezgisel olarak hitap etmeyi seçmişlerdir.
Bu güçlü akım yalnızca Fransız yazarlarını değil, aynı zamanda farklı coğrafi bölgelerdeki diğer sanat dallarından sanatçıları da teşvik etmiştir. Bu bağlamda, çalışmada Fransız besteci Claude Debussy'nin eserlerinde kullandığı sembolizm akımından Verlaine ve Mallarmé’nin sırasıyla Clair de Lune ve L'après-midi d'un faune şiirlerinin müzikteki etkileri incelemektedir. Çalışma, disiplinler arası etkileşimin sonucu olarak sembolizm hareketinin müzik sanatına yeni anlatım teknikleri getirirken, Debussy'nin bu alanda yarattığı eserler ile 20. yüzyılın gelecek nesil bestecileri için yol gösterici bir altyapı hazırladığını göstermektedir.