LA RÉSİSTANCE SERT LE SON’DA CANLI ELEKTRONİKLERİN ROLÜ


Creative Commons License

Dülger O.

ULUSLARARASI GÖBEKLİTEPE UYGULAMALI BİLİMLER KONGRESİ, Şanlıurfa, Türkiye, 5 - 07 Haziran 2020, ss.207-224

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Şanlıurfa
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.207-224
  • Anadolu Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Zamanın başlangıcından itibaren insanlar yaşadıkları ortamda duydukları sesleri taklit etmişlerdir. Melodinin icadıyla birlikte müzik giderek daha soyut olmaya başlamıştır. Ancak 20. yüzyılda gelişen kayıt teknolojisi ile besteciler çevre seslerini bestelerinde kullanmaya başladılar. Bu yeni ortam için geliştirilen besteleme teknikleri daha sonra enstrümantal müziğe aktarılmıştır. Bu makale, somut müziğin elektronik ve akustik biçimlerinin kesişim noktalarını bulmayı amaçlamaktadır. Bunu yapmak için her ikisinin teknikleri karşılaştırılmıştır. Sonuçlar, bestecilerin somut müzik tekniklerini enstrümantal yazıya aktardıklarını; ancak geleneksel enstrümantal besteleme tekniklerini de koruduklarını göstermektedir. 

Since the beginning of time, people have imitated the sounds they hear in the environment they live in. With the invention of the melody, music started to become more and more abstract. However, with the developing recording technology in the 20th century, composers began to use ambient sounds in their compositions. Composition techniques developed for this new medium were later transferred to instrumental music. This article aims to find the intersections of electronic and acoustic forms of concrete music. To do this, the techniques of both are compared. The results show that the composers transferred concrete musical techniques to instrumental writing; however, it shows that they also preserved the traditional instrumental composition techniques.